Zoonoz hastalıklar ile ilgili de bilgi veren Hüseyin Bolten, ‘’zoonoz ya da zoonotik hastalıklar, en basit tanımıyla hayvanlardan insanlara bulaşabilen hastalık olduğunu söyledi. Bolten, dünya Zoonoz Günü de 6 Temmuz 1885’te kuduz aşısının ilk kez bir insana uygulandığı tarih olduğunu hatırlattı. Dr.Louis Pasteur(1822-1895), bir kuduz köpeğin ısırdığı 9 yaşındaki Joseph Meister’e (1876-1940) tam 134 yıl önce kuduz aşısını uygulamış ve aşı üzerinde çalıştığını söyledi.

Hüseyin Bolten

‘BİLİMSEL ADIMLAR ATILDI’

Bolten sözlerine şöyle devam etti: Tüm dünyada en sık rastlanan zoonozlara; kuduz, sıtma, brucella, tüberküloz, ekinokok kisti, Kuş Gribi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi örnek olarak verilebilir. Görülüyor ki insan sağlığı, gıda güvenliği, sürdürülebilir gıda güvencesi için önce hayvan sağlığını güvence altına almak gerekiyor. Çünkü tüm dünyada insanların yaşamak, fiziksel ve düşünsel gelişimini sağlamak için yeterli ve güvenli gıdaya ulaşmaları şarttır ve çiftlik hayvanları insanların en önemli protein kaynaklarıdır. Bir insanın hayatının kurtulması ile 134 yıl önce bilimsel anlamda başlayan bu süreç, insanlık tarihi ile yaşıt beşeri hekimlik ve veteriner hekimlik işbirliğinin hem insan hem hayvan hem de çevre sağlığının korunması açısından önemini tam olarak ortaya koyan bir süreçtir. Aslında bu iki mesleğin işbirliği dünyanın sağlıklı olması anlamına gelmektedir” dedi.

‘VİRÜS KAYNAKLI HASTALIKLARA DİKKAT’

Bolten, açıklamasının devamında, “Veteriner hekimlik ‘’zoonoz hastalıklar’’ konusunda aslında birinci basamak koruyucu sağlık hizmeti olarak değerlendirilmelidir. Bunun nedeninini kısaca şöyle açıklayabiliriz: Gıda olarak ya da direk temas yoluyla şekillenecek her zoonoz hastalık önce ‘’hayvanda önlenmeli ya da önce hayvanda tedavi edilmelidir.’’ Zira insana geçtikten sonra birçok hastalığın teşhisi ve tedavisi zor ve daha maliyetlidir. Bunu da tüm dünyada ve Türkiye’de yapacak olan meslek grubu veteriner hekimliktir. Bunun yanı sıra, özellikle virüs kaynaklı hastalıklar, özellikle korona virüs kaynaklı üst solunum hastalıkları hayvanlarda çok sık görülmekte, veteriner hekimlik viroloji, aşı üretimi ve aşı uygulamaları konusunda mesleğin doğası gereği çok fazla bilimsel çalışma yapan bir meslek haline gelmektedir. Bu durumun toplum tarafından ve yetkililer tarafından yeterince bilinmiyor olması, Anadolu topraklarında 21. Yüzyılda da hayvana ne canlı ne de hayvan-insan etkileşimli sağlık konusunda yeterince önem verilmemesinden kaynaklanmaktadır” dedi.

‘ÜLKE EKONOMİSİ KAYBA UĞRAR’

Bolten son olarak şu ifadelere yer verdi: “İnsan sağılığı için önemsediğimiz koruyucu hekimlik aslında veteriner hekimlik için de geçerlidir. Veteriner hekimler hayvanlara uyguladıkları aşılar ve antiparaziter ilaçlar yoluyla hem hayvanların hem de insanların hastalanmalarının önüne geçmektedir. Zaman zaman veteriner hekimliğin hak kayıplarından, yetkilerinin paylaştırılmasının sakıncalarından ya da veteriner hekimliğin öneminin yeterince bilinmemesinden bahsettiğimiz zaman, veteriner hekimlerin kendileri için hak ve statü istediğine dair algı yaratılmak istendiğini üzüntüyle ve hayretle izliyoruz. Oysa çok iyi bilinmelidir her akademik mesleğin kayıpları aslında toplumsal sorunlar yaratır. Veteriner hekimlikte de bu kayıplar, önce hayvan sağlığının sonra halk sağlığının ve ülke ekonomisinin kaybıdır” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi