Bilal Kayaaltı/ Antalya 

Türkiye’de küresel ısınmadan kaynaklı tarım alanlarında yaşanan kayıp, üreticiyi zor durumda bırakmaya devam ederken, endüstriyel atıkların arıtılmadan nehirlere, derelere karışmasına göz yuman yerel yönetimler, çevre katliamının ortaya çıkmasına neden oluyor. Antalya’da gerçekleştirilen İnterfresh Eurasia Yaş Meyve Sebze Fuarı ve Interfresh Global Zirvesi'nde konuşan Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, yaşanan küresel ısınmanın etkilerine dikkat çekti, ihracatçılara, üreticilere ve üniversitelerden gelen öğrencilere önemli bilgiler verdi. Bir zamanlar balık popülasyonun olduğu Bursa’daki Nilüfer Çayı’nın endüstriyel atıklardan dolayı kirliliği taşıyan kanala dönüştüğünü söyledi. UİB Genel Sekreteri Mümin Karacakayalar ise, Türkiye’deki yaş meyve ve sebze üretiminde rekoltenin arttırılması için tarım alanlarının korunması ve ekilebilirliğin arttırılması gerektiğini ifade etti.Fuarların önemine değindi. 

“BALIKLAR YÜZEN ÇAY, KİRLİĞİ TAŞIYAN KANAL OLDU”

UYMSİB Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, şöyle konuştu, “Bizler ders almıyoruz, maalesef doğa odaklı hareket etmiyoruz. Hala sel yatağına ev yapılmasına göz yumuluyor. Temiz su kaynakları kirletiliyor. Bursa’daki Nilüfer Çayı yok edildi. Bir zamanlar balıkların yüzdüğü çay, şimdi kirliliği taşıma kanalına dönüştürüldü. Bu atıklar Marmara denizine akıyor. Sonrası belli, müsilaj denizlerimize nefes aldırmıyor, doğal yaşam ortadan kalkıyor” diyerek uyarılarda bulundu.

"HALA TEHLİKENİN FARKINDA DEĞİLİZ"

Türkiye’de hiçbir şeyin değerini kaybetmeden görülmediğine değinen Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, “Ne yazık ki, belediyeler yeraltı ve arıtılmış su kaynaklarıyla park ve bahçelerde sulama yapıyor. Temiz sularımız ziyan ediliyor.  Türkiye su zengini bir ülke değil, herkes şunu bilsin biz su fakiri bir ülkeyiz. Göletlerimiz, nehirlerimiz kuruyor, hala tehlikenin farkında değiliz. Vahşi sulamadan vazgeçmeliyiz. Küresel ısınmanın farkına vararak hareket etmek zorundayız. Bilime dayalı adımlar atmalıyız. Şunu unutmayalım damla sulamada hayat var” dedi.

“KORONAYA TEŞEKKÜR EDERİM”

Çevreye olan saygının gün geçtikçe azaldığını ifade eden Yazgan, “İnsan odaklı çevre üretimi yapılıyor ama doğa odaklı hareket edilmiyor. Var olan nüfusu arttırmanın peşinde koşuluyor. Ben koronaya teşekkür etmek istiyorum. Selektif olarak bizleri en azından nüfusta bir planlamaya götürdü. Belki kötü bir şey ama zaman böyle hastalıklara ihtiyacımız var. Bizler doğaya, çevreye saygılı olmak zorundayız. Kapımızı çalan felaketlerin sorumlusu olduğumuzun farkına varmalıyız” diye konuştu.

“ANİ HAVA DEĞİŞİKLİKLERİ ARTACAK”

Anlık hava değişikliklerinin daha çok yaşanacağını belirten Prof. Dr. Yazgan, “Küresel ısınmadan kaynaklı anlık, ani hava değişikliklerinde ürkütücü artışlar yaşanacak, bilim şunu söylüyor, bir yılda alınan toplam yağışı bir günde alacağız. Veya bir senedeki ısı değişikliklerini bir günde yaşayabileceğiz. Yanı sıra, umulmadık yüksek kar yağışlarını da görebileceğiz. Temiz su kaynaklarını ne yazık ki tarımsal ve endüstriyel alanda kirleten bir toplumuz. Bir tarafta kuraklığı yaşarken, diğer tarafta sel felaketleri yaşıyoruz. Yani normal dağılım eğrisinden çok büyük sapmalar yaşanacak. Bu da tarım alanlarını etkileyecek, verim düşecek. Tarım alanlarındaki ürünleri dolu yağışlarında korumak için aldıkları çeşitli önlemlerle bilim ve dünya bizim önümüzde gidiyor. Türkiye olarak biz geride kalıyoruz. Geçtiğimiz yıl Aralık ayında Bursa’da yaşanan 20 derecelik sıcaklık artışlarından dolayı zeytin ağaçlarının üretimi düştü"

“TARIM BAKANLIĞINI HAYRETLE KARŞILADIM”

Fransa, İspanya, Portekiz gibi ülkelerin tarım alanlarını doluya karşı korumada başarılı oldukları, dolu bombasının kullanımına Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın izin vermediğine değinen Yazgan, “ Ani hava değişikliklerine karşın tarlalarda bütün dünyanın kullandığı dolu topuna bakanlık izin vermedi. Bana gönderilen cevap yazısında, “ Dolu topunun tarımsal amaçlı kullanılması uygun görülmemiştir” ifadelerine yer verildi. Hakikaten hayretler içerisindeyim. Bütün dünya dolu topunu, mekanik düzeneği doluya karşı kullanırken, bakanlığın böyle bir karar vermesini hala anlayamıyorum. Ancak gerekli görüşmelerime devam edeceğim” diyen Yazgan, “Doluya, dona karşı önlemler var ama doğayla birlikte yaşamayı da öğrenmek zorundayız. Doğayla uyumlu yaşamayı bilmeliyiz” şeklinde konuştu.

Bursa'dan 3 ihracatçı firmanın da katıldığı fuara 42 ülkeden gelen yabancı alım heyetleri, Türkiye’deki üretici ve ihracatçı firmalarla yüksek tonajlı anlaşmalar yaptılar.

Editör: Haber Merkezi