ÇGD Bursa Şubesi, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın bugün yapacağı Bursa ziyaretini izleyecek olan medya mensupları Bakanlık Basın Müşavirliğinin tavsiyeleri İHA, DHA, AA ve TRT ile sınırlı tutulmasına tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, ötekileştirici anlayışı yansıtan uygulamanın, anayasal güvence altındaki basın ve ifade özgürlüğü ihlali olduğu belirtilerek, "Açık ve örtülü her türlü sansürü reddediyoruz" ifadelerine yer verildi. Koca'nın yapacağı ziyarette ajansların haricinde hiç bir kurumdan temsilcinin davet edilmemesi, 28 Şubat Postmodern darbe sürecinde basına uygulanan akreditasyonu akıllara getirdi. BURSA MEDYASI GÖRMEZDEN GELİNDİ Bursa medyasının yalnızca ajanslardan ibaret olmadığı, Bursa'nın yerel basında Anadolu'nun en güçlü kenti olduğu ifade edilen ÇGD açıklamasında şöyle denildi: "Koronavirüs vaka sayılarının önüne geçilemediği, yoğun bakım doluluk ve vefat oranlarının açıklanan verilerle uyuşmadığı Bursa, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'yı ağırlayacak. Bakan Fahrettin Koca'nın Bursa'da gerçekleştireceği hastane ziyaretlerinin ardından bir toplantıyla hasta sayılarına ilişkin son verileri de paylaşması bekleniyor. Programın açıklanmasının üzerinden çok geçmeden, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın köklü bir gazetecilik geçmişi bulunan Bursa'daki yerel medyayı da turkuaz tabloda yer almayan her vaka gibi görmezden geldiğini öğrendik. Koca'nın ilimizde gerçekleştireceği programda bakanlık basın müşavirliğinin tavsiyeleri doğrultusunda alınacak pandemi tedbirleri nedeniyle İHA, DHA ve Anadolu Ajansları ile TRT'den bir kameraman ve bir muhabir alınacağı duyuruldu yerel basına. Sayın Bakan'a ve Bakanlığın basın müşavirliğine hatırlatmak gerekir ki, basın toplantısı daha önce de olduğu gibi pekala gerekli önlemler alınarak yapılabilir. Bursa medyası yalnızca ajanslardan ibaret değildir. Bursa yerel basında Anadolu'nun en güçlü kentidir. Bursa; gazeteleri, televizyonları, radyoları, internet haber siteleriyle yalnızca sayısal olarak değil, kamuoyunu bilgilendirme adına görevini yapan muhabiri, editörü, kameramanı, köşe yazarıyla Türkiye'nin yerel basın önderidir aynı zamanda. Ve yerel basın ülkede demokrasinin varlığı ve güçlenmesi için vazgeçilmez önemdedir. Bakanlığın bu tavrı, kamuoyunu bilgilendirme görevi ile orada bulunmak isteyen gazeteciler arasında eşitlik ilkesine aykırı düşmektedir. Ötekileştirici anlayışı yansıtan bu uygulama, anayasal güvence altındaki basın ve ifade özgürlüğü ihlalidir. Açık ve örtülü her türlü sansürü reddediyoruz. Bir kez daha kamuoyu adına hatırlatmak, altını çizmek ve sormak isteriz ki! Toplumun Covid-19 pandemisinin gerçek yükünü bilmeye hakkı var! Daha ne kadar gizleyeceksiniz?"