İnsan yaşayabilmek için yer ve içer. Yiyecek ve içecekleri temiz ve helal olanlardan seçmek İslam'ın emirlerindendir. Bu yüzden besin maddelerinde iki türlü temizlik aranması gerekir.

Bunlar maddi ve manevi temizliktir. Maddi temizlikten maksat, yenilen şeylerin kirli olmamasıdır. Kirli olanlar temizlendikten sonra yenilebilir. Aranan ikinci temizlik ise manevi temizliktir. İslam içki ve domuz etini haram oldukları için necis saydığı gibi aynı şekilde, hırsızlıkla veya haksız kazanç yoluyla elde edilen yiyecek ve içecekleri de necis kabul etmiştir.

EVLERİNİZİN ÇEVRESİNİ TEMİZLEYİN!

Sağlığın ilk şartı hastalıklara karşı en önemli tedbir olan temizliktir. Bu bağlamda Peygamber Efendimiz (sav): "Allah güzeldir ve güzeli sever, cömerttir ve cömerdi sever, kerimdir ve kerimi sever, temizdir ve temizi sever. Evlerinizin çevresini temizleyin..." sözüyle iman edenlere tavsiyede bulunmuştur. Özellikle ellerimizin ne çok şeyle temas ettiğini düşünürsek, ellerimizi sıkça yıkamanın önemi de anlaşılır. Ellerimizle taşıdığımız mikropların vücuda girişini, el temizliğine dikkat ederek engellememiz mümkün. Bu basit ve etkin bir yöntemdir.

İnsan yaradılış itibariyle temizdir. Fıtri prensiplerin başında temizlik gelir. "Şüphesiz, Allah tevbe edenleri de temizlenenleri de sever." (Bakara, 222) bundan dolayı "İslam temizdir. O halde siz de temizleniniz, zira cennete ancak temiz olanlar girer."

GÜVENLİ GIDALAR

Tüm canlıların hayatlarını sürdürebilmeleri ve gelişmeleri için en temel ihtiyaç beslenmedir. İnsanların beslenme biçimi ve gıda seçimleri, gelişen dünya ve gıda teknolojisiyle sürekli değişiyor. Buna paralel olarak bizlerin de bazı konularda mutlak bilgili, bazı konularda gözü açık ve her aşamada kalite kontrolcü olmamız gerekiyor. Hem kendimiz hem de aile ve çevremiz için... Bilinir ki yaşam öncelikle gıda ile başlar. Yani canlılar var olduktan sonra varlıklarını devam ettirebilmeleri için ilk olarak besine ihtiyaç duyarlar. Bu sadece insanlar için olan anne sütü değil. Bir düşünürseniz hayvanlarda da durum böyledir. Doğar doğmaz hayvan sütü ağzına verilir.

Tüketmiş olduğumuz bu gıdaların sağlığımızı tehdit edecek durumlara gelmemesi lazım. Yani güvenerek yemeliyiz. Halk tabiriyle içimiz rahat olmalı. Lügat tabiriyle, temiz, bozulmamış ve içinde sağlığa zararlı maddeler bulunmamalı. Yediğimiz içtiğimiz gıda maddelerinin belirli bir süre sonunda bozulduğunu hepimiz biliriz dolayısıyla sağlığımızı tehdit etmemesi için bununla ilgili kritik noktaları iyi bilmemiz gerekir.

Meydana gelen gıda kaynaklı hastalıklar özellikle çocuklar, yaşlılar ve hamileler için büyük risk taşır. Sağlıksız-bozuk gıdaların neden olduğu hastalıklar nedeniyle insanların sağlıklarını veya hayatlarını kaybetme risklerinin yanı sıra yapılan sağlık harcamaları da büyük ekonomik kayba sebep olur. Her türlü bozulma ve hastalıklara yol açan etmenlerden arındırılmış güvenilir gıdanın üretimi ve tüketimi, toplum sağlığı için vazgeçilmez bir kuraldır.

BESİN ZEHİRLENMELERİNE DİKKAT

Görüyoruz ki mikroplar gıdalara bulaşabilmek için mutlaka bir aracıya gereksinim duyar. Bunlar insanlar, toz, toprak, haşere, kemirgen ve diğer hayvanlar, çöpler, kirli araç gereçler, kirli yüzeyler ve giysiler mikropların gıdalara bulaşmasına yardım ederler ve sonuçta kirlenen besinler aracılığıyla besin zehirlenmeleri meydana gelir. Bunun için kişisel hijyen, besin hijyeni, yiyecek-içecekle ilgili alanlar ve araç-gereç hijyeni ile ilgili kurallara mutlaka uyulmalıdır. Yani gıda güvenliği konusunu es geçmemeliyiz.

MİKROORGANİZMALAR

Bakteriler, küfler, mayalar ve virüsler... Mikroorganizmalar yaşamın önemli bir halkasını oluştururlar ve onlarsız hayat olamaz. Gözle görülmeyecek kadar küçük olduklarından her yerde yaşayabilirler (gıdaların çoğunda, derimizin üzerinde, tırnaklarımızda, saçlarımızda, burnumuzda, kulağımızda ve her türlü yüzeyde). Bunlar, o kadar minik canlılardır ki ancak 2000 tanesi yan yana geldiğinde bir toplu iğne başı büyüklüğüne ulaşırlar. Mikroskop altında incelendiğinde ise şekilleri yuvarlak, çubuk veya limon şeklinde görülürler. Renkleri ise farklı farklıdır. İşte kötü huylu bu mikroorganizmalara halk arasında "mikrop" denilir.

GIDALARIN BOZULMA BELİRTİLERİ NASILDIR?

Çiğ süt: Ahır kokusu / balık, sabun, acı, ekşi, yanık ve malt tadları / mavi-sarı, kırmızı renk teşekkülü / sünme ve köpürme olayı

Peynir: Acı tat / gaz oluşumu nedeniyle delikli yapı / çeşitli renk oluşumları

Tereyağı: Acılaşma, ekşime çeşitli tat bozuklukları / kötü koku / siyahlaşma, mavi-siyah lekeler / pembe, kırmızı, mavi, yeşil renkler

Yoğurt: Ekşime / Köpürme

Etler: Etin dış yüzeyinin yapışkan bir hal alması / et renginde görülen bozulmalar/ toprak kokusu / ekşime ve kokuşma

Sucuk: Yapışkan tabaka oluşumu / kokuşma / ekşime ve yeşil renk oluşumu

Balık: Kötü koku / küflü tat ve koku / renk bozulmaları

Yumurta: Yumurta akının yeşilimsi olması / yumurta sarısında siyah çürüklük / kırmızımsı, pembe renkli çürümeler / küflü ve kötü koku.

Taze Sebze: Çeşitli çürümeler / yapışkanlık ve ekşime

Konserve gıdalar: Konserve kaplarının şişmesi / ekşi ve acı tatlar/ çeşitli asidik ve kötü kokular / renkte kararmalar

Ekmek: Sünme hastalığı ve küflenme

Meyveler: Çeşitli renkte çürümeler

Turşu gibi fermente gıdalar: Acı tat / renkte kararmalar kötü koku

Reçel, marmelat: Ekşime / köpürme