Muharrem İnce, merakla beklenen açıklamasını dün yaptı.

Verdiği mesaj açık, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na ve İYİ Parti lideri Meral Akşener'e, ‘ne olur beni aday yapın.’

Kime karşı, yenildikçe yenildikleri Recep Tayyip Erdoğan’a.

İnce, "Memleket Hareketi" adıyla bir siyasi hareketi, 4 Eylül'de, Sivas'ta başlatacağını ilan etti. Başlatacağı oluşumla ilgili fazla bilgi vermedi. Atatürk düşmanlarının hareketin içinde barındırmayacaklarını söylerken, oluşumun nasıl bir siyasi programa sahip olacağı konusunda işareti olmadı.

Her şey bir kenara.

İnce, hem CHP’li, hem değil.

Neden?

Kemal Kılıçdaroğlu’nu yerden yere vururken, "CHP dilekçeyle kurulan parti değildir, o nedenle dilekçeyle istifa etmeye gerek yok" demesi çok ilginç!

O zaman İnce, istifasını sözlü olarak mı vermiş oldu? O da belli değil.

Eğer bir oluşum, diğer adıyla hareket başlatılmışsa, İnce’nin üyesi olduğu partiden yazılı olarak istifa etmesi gerekiyor. Madem bir oyun oynuyorsun, bu oyun kuralına göre olması gerekiyor.

İte kaka, olmaz.

Yaz dilekçeni, bas istifayı, kur partini!

Çık sahaya, gör boyunun ölçüsünün kaç santim olduğunu!

Ama Muharrem İnce böyle bir adım atmıyor, anlaşılan partisinin kendisini ihraç etmesini bekliyor, gürültü koparmak, ‘mazlumum ben’ diyerek, tribünlere oynamak istiyor.

Belki de CHP içinde küskünler hareketi oluşturmak için manevra yapıyor, yaptırılıyor!

Dolayısıyla mevcut siyasi koşullarda, ülkemizin partiler mezarlığı manzarası bütün çıplaklığı ile ortada dururken, İnce’nin başlattığı hareketin şansı çok düşük.