Bizim ülkemizde son 15 yıldır sorumluluk alanı her neresiyse, birisi bir koltuğa layık görüldüğünde, aylar süren hayırlı olsun ziyaretleri, kampanyaya dönüştürülüyor.

Tabi üzüm üzüme baka baka kararır mevzularından yola çıkanlar, bitip tükenmeyen ziyaretleri eleştirenler de, bir gün ilçe başkanı, il başkanı, vekil, amir, memur olduklarında kampanyadan faydalanır hale geliyorlar.

Malumunuz bir süre önce Sağlık İl Müdürü Özcan Akan’dan boşalan koltuğa, Yalova’dan getirilen Halim Ömer Kaşıkçı oturdu.

Kaşıkçı’nın makamı geçtiğimiz yılın son ayı Aralık’tan bu yana hayırlı olsun demek için gelenlerle dolup taşıyor.

Tabi sevilmek, gülümsemek iyiliktendir.

Ancak, iyilik bekleyenlerin de feryadını duymak gerekir.

Müdür bey, bu feryatları duyacak duymasına ama uzun süre Bursa’da görev yapmayacağına dair birtakım söylentiler ortalıkta dolaşıyor ki, evini ikamet ettiği İstanbul'dan şehrimize taşımamış.

Yani hafta sonları Cuma saat 17-00 olduğunda İstanbul'a ailesinin yanına gidiyormuş.

Düşünsenize, görev yeriniz Bursa.

Aynı zamanda önemli bir makamı, İl Sağlık Müdür koltuğunu işgal ediyorsunuz ama 24 saat görevli olduğunuz şehirde nefes almıyorsunuz.

İnanın Bursa Valisi Yakup Canbolat bile İç İşleri Bakanlığı’ndan izin almadan şehri terk etmiyor.

O yüzden bu konu hakkında bir an önce açıklama yapılmasını öneririz.

***

Bu arada Müdür Bey’in, kendi emri altındaki bir başkan yardımcısının personele mobing uyguladığını farkına varamamasını da anlayışa karşılıyoruz!

İl Sağlık Müdür Halim Ömer Kaşıkçı’dan ricamız; kendi sorumluluk alanında neler olup bittiğini, hangi müdür yardımcısının altında çalıştırdıklarını ötekileştirdiğini, bir an önce kafasını kaldırıp ilgilensin.

Kim liyakatsizlik yapıyorsa, bir zahmet başını kaldırıp baksın. Buradan yola çıkarak, Sağlık Bakanlığı, Bursa'da neler oluyor diye merak edip, müfettişlerini görevlendirse çok hayırlı bir adım atmış olurlar.

Müdür Bey Bursa’ya daha alışamamış olabilir ama sağlık ihmale gelmez.

Hele ki son günlerde, dünya ve ülkemizdeki gelişmeleri iyi takip ettiğimizde bunu daha iyi anlayabiliriz.

Unutmayalım!

Kul gözlerini yumsa, sussa, duymasa da, hakların gasp edildiğini bilen, duyan, gören Allah var!