İki yıl önceydi

Uludağ’da…

Bursa’ya aşık olduğunu, yanına vefa borcu çıkışını da ekleyen, dönemin Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun katılımıyla ‘Dört Mevsim Uludağ Çalıştayı’ gerçekleştirildi.

İSKİ’nin, Genel Müdürü olduktan sonra suya hasret olan İstanbul’u suya gark eden Veysel Hoca, aynı şekilde Uludağ’ı makus talihinden kurtarıp; sadece Aralık ayında başlayıp Mart sonunda sona eren sezonuna son verip, yılın 12 ayı zirveye turist geleceğini söylemişti.

Ancak.

İki gün süren toplantılarda dağda ömrünü geçiren turizmcilerle görüştüğümde ‘pek umutlu değiliz’ demişlerdi.

Anlatılanlar bu çatının dışına çıkmayacağını üzülerek belirtmişlerdi.

Veysel Eroğlu ise birinci bölgede yapacakları düzenlemeler sayesinde ilk adımı atacaklarının müjdesini vermiş, çalıştayın ardından işe Büyük Otel ve Ağaoğlu’na ait olan otelleri yıkarak işe başlamıştı.

Amaç sıkışıklığı sona erdirmek ve özellikle birinci bölgeye Allah’ın kulunun çivi çakamayacağının mesajını ulaştırmaktı.

Gelin görün ki, birinci bölgenin en bilinen kayak pistinin en tepesine, konuşulanların üzerinden bir sene geçmeden Veysel Hoca’ya inat otel inşaatı başlandı!

Çivi işte, canı nereye isterse oraya giriyor!

Eroğlu, atılacak pratik adımlarla Uludağ’ın en kısa süre içinde kamp merkezine dönüşeceğini, parmakla gösterilen kayak alanlarına sahip olacağını müjdelemişti.

Zaman geçti, köprünün altından sular aktı. Veysel Eroğlu’nun bakanlığı sona erdi!

Şimdi onun boşalttığı koltukta bakanlığın isminin yenilenmesiyle birlikte Bekir Pakdemirli oturuyor.

Turizm Bakanı ise Mehmet Nuri Ersoy.

***

Kimse kusura bakmasın ama Uludağ’a kar yağıp sezon açıldıktan sonra, yenilenen yollara rağmen  çile hâlâ devam ediyor!

Alan Başkanlığı diye bir şey icat edildi, sorunlar ortadan kalkacak dendi ama ortada bir şey yok!

Koskoca Uludağ’da karda yürüyüş yolları bile yok!

Ulusal kanalların hava durumu programlarının öncesi ve sonrasında Sivas’taki kayak merkezlerinin reklamı yapılıyor. Bursa’yı yönetenler neden böyle bir reklam kampanyası düşünmüyor?

Yapılan tek şey konuşmak!

Fosforlu ve büyülü cümleler kurmak.

Beyaz cennetteki turizmciler önlerini göremiyor.

Bir yıl sonrası için planlama yapamıyor.

Çok mu zor, ağacın kıt, alanın bol olduğu ikinci bölgeye futbol sahaları yapmak?

Bu nasıl bir Alan Başkanlığı projesidir, hala anlamış değilim!

Otelci misafirine en iyi hizmeti verip, pistlerinde kaymasını sağlarken, naylon poşetle karda kaymak isteyenlerle mi Uludağ’a vizyon katılacak?

Buraya gelen günübirlikçiler için pistler tespit etmek, Hindistan’ın Pencap eyaletindekilerin işi mi?

Görünen o ki, iki bakanlık bir birleriyle geleneksel olarak inatlaşmaya  devam ediyor.

Tabi olan…

Uludağ’a ve Bursa’ya oluyor.

Ulaşımda Bursa’yla İstanbul arası 1.5 saate düştüğü bir ülkede, turizmin merkezi kabul edilen Uludağ’a gözyaşı döktürüp, Bursaspor’un Afyon’da kamp yapmasına göz yumanlara şapka çıkarıyorum, Kamil!

***

BİR SÖZ

Taklit, toplum ruhunun firengisi; aşağılık duygusu, toplum zihninin cüzamı; zengin düşünce hayatını yitiriş, toplum hayatının kanseridir.

Sezai Karakoç