Dün doğalgaza, elektriğe, suya yapılan zamları unuttuk, yerlerde sürünen ekonomi bile umurumuzda değildi...

Yaşanan yaşatılan olumsuzluklara bir yenisi daha eklendi, Trabzon'da. Dünyada bir ilk gerçekleştirildi, seçim otobüsünün üzerinden 10 yaşındaki bir çocuk “ Bay Kemal hain “ diyerek bağırtılması kanımızı dondurdu.

Protokoldekiler ise tiyatro izler gibi, çocuğun konuşmasını gülerek dinledi. Siyasi görüşünüzü bir kenara bırakın, eğer bu görüntüyle dehşete düşmediyseniz insanlığınızı sorgulayın...

10 yaşındaki bir çocuğu Cumhurbaşkanına ulaştırıp siyasi rakibine “ Bay Kemal hain “ diyerek hakaret etmesi karşılığında suç örgütü yöneticiliğinden 10 yıldır hapiste olan babasının serbest bırakılabileceğini düşünmesi, düşündürülmesi yaşanan olaydan daha vahim. Bu hukuk sistemimizin geldiği nokta açısından daha kepaze bir durum.

☆☆☆

Görüntüleri izledikten sonra pedagog bir dostumu arayıp bana mantıklı bir açıklama yapmasını rica ettiğimde "Bu çocuğu çok güzel "İstismar" etmişler sözleri üzerine iyice dehşete düştüm...

Söylediklerini aynen aktarıyorum...

Bir çocuğa, bir mitingde, binlerce insanın önünde,

Aynı zamanda onlarca kanal canlı yayındayken,

Eline mikrofon verilip hakaret ettirilmesi İSTİSMARDIR.

O çocuğu o sahneye çıkaranlar da,

Mikrofonu verenler de,

O çocuğa bunu söyleyenler de, söyletenler de bunları empoze edenler de

İSTİSMARCIDIR.

İstismar yalnızca cinsel olarak yapılmaz.

İstismar demek, en basit anlamıyla sömürmek demektir.

Bu görüntülerdeki çocuk, sömürülmüştür. İyi niyeti sömürülmüştür.

Çünkü iyi bir şey yaptığını zannetmektedir.

Gerçi çocuk tecavüzlerinde "Küçüğün rızası vardı" , "Bir kereden bir şey olmaz" diyen zihniyetten ne beklenebilir ki !!!

☆☆☆

Kürsüye çıkıp Bülent Ecevit'e selam söyleyeceğim diyen çocuğu, miting otobüsünün üstüne çıkartıp rakibine selam söylerken alkışlayan siyasetin babası Süleyman Demirel…

Kürsüye çıkarttığı çocuğa rakibine küfrettiren adamın ismi ise Recep Tayyip Erdoğan olarak tarihin tozlu raflarında yerini alacaktır.

☆☆☆

Gazeteci, şair, yazar ve senarist rahmetli Ömer Lütfi Mete'nin dediği gibi

“Ülkeyi partiler, programlar, reçeteler düzeltmez. Ahlakımız düzelmedikçe, ahlak siyasete egemen olmadıkça memleket de düzelmez.”

Sonumuz hayrolsun. Takdir Milletin...