Sayıştay’ın Sağlık Bakanlığı 2018 denetim raporu yayınlandı. Aşı Takip Sistemi’ndeki eksik ve hatalara dikkat çekilirken, 63 bin çocuğa tarihi geçmiş 72 bin doz aşı yapıldığını ortaya çıkardı.

Yapılan incelemelerde 2018 yılında 808 bin doz PPD, 383 bin doz kızamık, 293 bin doz KKK, 42 bin 682 doz Mevsimsel Grip ve 32 bin 500 doz Hepatit B olmak üzere toplam 113 milyon lira değerinde, 1 milyon 628 bin doz aşı İl Sağlık Müdürlükleri’nin depolarında bekletilirken son kullanma sürelerinin geçtiği belirtildi.

Devletin kurumu devletin kurumlarının vurdum duymazlığını ortaya çıkarıp açıklaması utanç verici, bir utanç verici durumda Bursa'da geçtiğimiz aylarda Kızılay'da yaşandı, kuruma gelenler "ışığı görmüş tavşan gibi dumura" uğradılar ama bu dumur duruma çevrilip üzeri kapatıldı.

Hani hiçbir şey gizli kalmayacaktı?
Hani her şey şeffaf olacak, kim yanlış yapıyorsa hesaba çekilecekti?

Ama nerde!

Hangi kurum, kuruluşa elini atsan, çürümüş ceset parçası gibi dağılıyor.

Göreve getirilenlerde iş aşkı, millete saygı, hak hukuka karşı dik duruş kalmamış.
Şimdi iyi dinleyin, okuyun, sonra ister titrer, isterse çiftetelli oynarsınız.
Skandalın yaşandığı şehir Bursa.
Kurum Kızılay.

Hani milletin hiçbir karşılık beklemeden canlar yaşasın diye kan verdiği çok özel yer.

Yaklaşık 7 ay önce Heykel Kızılay Kan Merkezi binasında bulunan vatandaştan bağış karşılığı toplanan hastalara ise parayla satılan kanların korunduğu soğutma alanında saklanan binlerce ünite kan torbası ve eksi kırk derecede dondurulmuş plazmalar bir gecede ihmaller yüzünden erimiş.

Yanlış okumadınız dondurulan kanlar, yaşanan arıza nedeniyle bozulmuş.

Bu skandal duyulmasın, kimse öğrenmesin diye hareket eden kurum çalışanları, hesabını veremeyiz korkusuyla bozulmuş kanları çöpe atmışlar.

Tabi milyarlarca lira maddi zarar.
Vebali mi boş ver gitsin!
Nasıl olsa, devlet parti oldu.

Skandalın ortaya çıkması, sorumluların hesap vermesi mümkün mü?

Şimdi eksi derecelerde depolanan kan ve plazmalar nasıl eridi?

Bu depolama alanının her türlü enerji arızasına rağmen jeneratörü yok muydu?

Vardı da çalışmıyor muydu?

İnsanın aklına geliveriyor, Kızılay Bursa birilerinin çiftliği mi?

Yoksa halkın verdiği kanların çöpe atıldığı yer mi?
Bu utancın sorumluları neden ortaya çıkarılmak istenmiyor?

Yaşanan kan skandalından dolayı maddi zarar kesin olarak ne kadar?

Bu sorulara cevap vermesi gereken kişi, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş olmasa gerek.

Zaten Aktaş göreve geldiği günden buyana, İstanbul caddesinde yükselen binalarla ilgili saklambaç oynuyor, birde kalkıp bozulan kanların hesabını kendisinden sorulmasın!

Unuttuk sanmayın bu sorulara cevabı Süleyman Soylu’nun torpiliyle Büyükşehir’de daire başkanı yapılan şekeri az verilmiş Numan Şeker’den bekleyecek değiliz!

Bu sorulara ve yaşanan ahlaksızlıkla ilgili cevabı tabiki Kızılay Güney Marmara Bölge Kan Merkezi Müdürü Nihat Çakır vermek zorunda.

Zorunda çünkü kıyamete kadar bu utanç peşini bırakmayacak.

O zaman elini çabuk tut Nihat Bey, bozulan kanların hesabını ver!
Ya ben sorumluyum de, ya da sorumluları kamuoyuna açıkla…

Ankara'dan gelip soruşturma yapanlar açıklama yaparmı bilinmez ama siz çıkın kamuoyuna evet bunlar yaşandı vatandaşlardan topladığımız şu kadar kan çöpe gitti zararımızı bu kadar tespit ettik diye....
YANİ KISACASI BU SKANDAL ÖRTBAS EDİLEMEZ...