Rahmetli İslam Çupi, ‘futbol seyircisi en çok santrafor ve kaleciye dikkat kesilir. Birisi atar, diğeri de tutarsa mutlu olur’ derdi.

Siyasette ise durum biraz farklı.

Teşkilatın yükünü sırtlasan da, ağzınla kuş tutsan da, bazı yalnızlaştırma operasyonlarına maruz kaldığında, babalık, bakanlık, ağabeylik hemen unutuluyor.

Bu isimlerin başında ise Bursa siyasetinde hala ağırlığı olan Faruk Çelik geliyor.

Çelik’in Şanlıurfa’dan milletvekili gösterilmesinin ardından adeta tef çalıp oynayan kendi partisinin içindeki yeni yetmeler, her ne kadar ağabeyliğe soyunsalar da başarılı olamadılar.

Çünkü orta sahada, ayaklarında top tutamadılar, sürekli rakibin üstünlük sağlamasına neden oldular.

Tüm bu gelişmelerin ışığında direktifleri de dinlemediler, seyirciyi de, teşkilatı da küstürdüler.

***

Şimdi teknik sorumlu, yani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gönül seferberliği mesajlarını sıklaştırmasına rağmen her ne kadar birileri görmezden gelse de, Faruk Çelik tekrar Bursa’nın ağabeyi olduğunu hissettirmeye başladı.

Mesela, Recep Altepe’nin önemli projelerinden birisi olan Hanlar Bölgesi’nin etrafının açılmasıyla ilgili başlatılan çalışma sırasında kentimize gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’la gün boyu beraber oldu.

Ardından da AK Parti Gürsu teşkilatının kongresine katıldı.

Gürsu’da teşkilat mensuplarına hitaben yaptığı konuşmada, babacan ve ağabey olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Çelik Gürsu’da, vatandaşın derdiyle dertlenilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Halktan kopuk, kibir ve gurur yaparak hareket edilmemesi gerektiğini ima etti.

Profesyonel adımlar atmayı bırakıp, ‘ilk günkü aşkla Bursalıları kucaklamak gerekiyor’ dedi.

Vatandaşın söylediklerini not alıp, ceketinin astarında unutanların büyük bir vebal altında olduğunu hatırlattı.

Gülümseyerek, istişare şuuruyla hareket edilmesini, siyaseti kişilerle değil, gönülleri kazanacak şekilde yapılmasının önemine değindi.

Evet, Faruk Çelik bakan değil ama ağabey ve bir bilen. Aynı zamanda sözü dinlenen bir öz.

Bu farkı, eleştiriye tahammül edemeyenler anlayamaz. Onun için maç sahada, takım ruhu kulübede kazanılır.

Bu ince çizgiyi, çelme takanlar, kapalı kapılar ardında katakullecilik yapanlar göremez, Kamil!