Eş, dost, komşu ve daha birçok kişiden duyduğum şu, “hastanelerden randevu alamıyoruz, doktora muayene olamıyoruz. İktidar partisinden bir yakınınız bizim sorunumuzu çözer mi?”

Öte yandan hekimin yazdığı ilaçları bulmak için eczaneleri gezerken nefesi tükenenlerin, dizlerinin bağı çözülenlerin de acıklı haline şahit oluyoruz.

Geçenlerde ilaç meselesiyle ilgili Sağlık Bakanı Koca’ya sosyal medyadan yapılan gönderme ilgimi çekti, “Eczanede ilaç bulmayı başararak tüm etapları eksiksiz tamamlayan 2022'nin başarılı hastaları, plaketlerini Sağlık Bakanı Koca'nın elinden aldılar!”

Randevularda yaşanan sıkıntılara dönecek olursak…

Bir hasta, problemi diş, canı yanıyor.

Hem de öyle böyle değil.

Nezaketli davranan Nevin K. teyzemiz,

Diş ağrısı şikayetiyle Bursa Ağız ve Diş Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesine randevu ile başvuruyor.

Kendisine, doktor kontrolünün ardından 20 gün sonraya kanal tedavisi için gün veriliyor.

Bu süre içinde ağrılarının dinmesi, acı çekmemesi için ilaç veriliyor.

Tedavi günü geliyor, Nevin hanım hastaneye gidiyor. Sırasını bekledikten sonra kendisine doktorun olmadığı söyleniyor.

Ertesi gün bir kere daha hastanenin yolunu tutan hasta, doktorla görüşüyor ancak kanal tedavisi yapılmıyor.

Sıkı durun, adeta dalga geçer gibi teyzemize yeniden 20 gün sonraya gün veriliyor.

Hasta ağrılarının olduğunu ve sürekli ağrı kesici kullanmak zorunda kaldığını, bu yüzden midesiyle ilgili yeni problemlerin ortaya çıktığın belirttikten sonra randevusu 1 hafta sonraya çekiliyor.

Yani Nevin K, itiraz ettiği, canının yandığı, içtiği haplar bedeninde rahatsızlık meydana getirdiğini söyleyince 15 gün avantaya geçiyor.

Şimdi sormak istiyorum, randevunun 20 günden 1 haftaya dönmesinin asıl sebebi, hastanın verilen ilaçlardan rahatsızlanmasından endişe duyulması ve yaşanabilecek ani problemler meydana getirebileceği sorumluluktan sıyrılmak mı?

Yoksa hasta hakkını aradığı için geri adımı mı, Hakkı!

Evet, doktorlar da insan, hastalanabilirler veya başka sorunlardan dolayı mesai yapamayabilirler.

Ama hastanın suçu ne?

Zaten hastanın, birçok vatandaşın maddi durumu iyi olsa, kimsenin asık suratını, itici sözlerini çekmez, bastırır parayı tedavi olur.

***

Nasıl ama,

Tıpkı eski Türkiye gibi, bugün git, 20 gün sonra gel!

Olmadı bir daha gel!

Nereden geliyorsun, derdin tasan var mı, ulaşım masraflı iş, diye düşünmek, empati yapmak gerekmez mi?

Verdiğiniz ilaçlar midemi bozdu, dişimin derdini unuttum” demeyi beceremeyen, doktor bana kızar, ilgi göstermez korkusuyla hareket eden hastaların hali ne olacak?

Gerçekten bu sistem kime hizmet ediyor, özel hastanelere mi, partiye, il başkanına, mahalle temsilcisine, riyakar dernek ve stk başkanlarının ricalarına mı?

Bursa İl Sağlık Müdürü Fevzi Yavuzyılmaz, şehrimizdeki hastanelerde bu ve buna benzer skandalların önüne geçmek için hastanelere ziyaretlerini sıklaştırmalı.

Hem de tebdili kıyafetle, habersiz, ansızın.

Böylelikle,

Müracaatlarda, hasta kabullerdeki memurların vatandaşa nasıl davrandıklarını da gözlemlemiş olur.

Bilinmeli ki,

Liyakatsizlik sağımızı, solumuzu sarmış, ablukası altına almış.

AK Parti Bursa Milletvekili Doktor Mustafa Esgin'in de yoğun ziyaret mesailerinden vakit ayırıp, sağlık merkezlerini 'kul Mustafa' olarak teftiş etmesini ivedilikle tavsiye ediyorum.