Protokol hastalığı vücuda girdiğinde, insanın önce gözlerini kör ediyor, sonra da kalbini karartıyor.
Etrafında ağlayanı, sızlayanın farkına varamayan bu hastalar, halkın içindeyiz sloganı ata ata, halktan uzaklaşıyor.
31 Mart’tan sonra ortaya fışkıranlara bakınca, dilinden ecdat ifadelerini düşürmeyen bazılarının nasıl zehirlendiğini, ıstakozu paylaşanı AK Parti grubunda şımarttıklarını ibretle izledik.
Yakından takip ediyor, izliyorum.
İlk sinyal, seçimin ardından Bursa’nın Fethi yürüyüşündeki halkla iç içe olarak verdi CHP’nin Büyükşehir ve Osmangazi Belediye Başkanları.
Ardından Panorama 1326’daki iftarda protokol kurallarını çöpe attı Erkan Aydın. Hem de, sandıkta ummadık bir yenilgi alan Mustafa Dündar’ın protokol tavsiyesini geri çevirerek.
Geçtiğimiz gün de, Cumhuriyet Caddesi’ndeki 23 Nisan kortej yürüyüşünde protokol ezberini bozdu, abartamadan söylüyorum en az bin kişiyle fotoğraf çekindi, çocukların arasında kayboldu.
Altıparmak’tan Merinos’a yürüyen Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de; halkla, çocuklarla yan yana özlenen günleri anımsatması, umutları yeşertti.
Sosyal medyadan takip edenleriniz vardır, yüreği çürümüşler fark edemese de, Osmangazi Belediye binasının makam katını babasının malı zanneden, Dündar’ın şımarttığı özel kalem müdüründen temizlendikten sonra, vatandaşların başkanına ulaştığı mekana dönüştü.
Sosyal belediyeciliğin olmazsa olmazı olan, halkın nefesini hissetmek, dertlilerin derdini dinleyip çözüm üretebilmek için düğmeleri doğru ilikliyor. Kemoterapisiz protokol kanserini yeniyor, halkın olmadığı yolda, caddede ben yokum diyor.
Bu arada hatırlatayım,
Dündar Osmangazi Meydanı’na paraları gömüp belediyeyi borç bataklığına sokarken, yanında poz veren köşe yastıklarının kuruyan vicdanları, CHP gelirse camileri kapatacak yalanı atan maaşlı trollerin bundan sonra işi çok zor.
Yapılan her türlü çalışmaları yakından takip ediyoruz.
Merak etmeyin, yaşanan herhangi olumlu veya olumsuz bilgiyi, belgeyi sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz!
Ömrümüz 70, hadi kampanya yapalım 80 sene, mütevazılığı köpürterek örnek olmak varken, kibir denizinde kaybolmaya gerek yok Naci!