"Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır. Fakat O'na sadece sizin takvanız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız diye. O bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananları müjdele!" [Hac Suresi, 37]
Kurban nedir?
Kurban kelimesi, 'yakınlaşmak', 'Allah'a yakınlaşmaya vesile olan şey' anlamına gelmektedir. Dini bir terim olan Kurban kelimesi, belirli günlerde, belirli şartlar altında, ibadet maksadıyla belli usullere göre, şartları taşıyan bir hayvanın boğazlanması ibadetidir.
İnsanlık tarihinin ilk kurbanı
Kurban ibadeti, Allah için kurban adama ibadeti, ilk insan olan Hz. Âdem'in çocuklarıyla birlikte başlamış bir ibadettir. Hz. Âdem, oğulları Habil ve Kabil'in arasındaki problemin çözülmesi için her ikisinin de Âlemlerin Rabbi olan Allah'a birer kurban sunmalarını emretti. Kabil kurban olarak, ekinlerinin içinden en zayıflarını ve çürüklerini getirdi. İnsanlığın ilk şehidi Habil ise, sürüsünün içinden en güzel ve semiz olan koçu getirerek Allah'a kurban olarak adadı.
Katı kalpli ve kibirli Kabil'in kurbanı reddedilmiş, halim ve yumuşak huylu Habil'in kurbanı ise kabul edilmişti.
Kur'an-ı Kerim, Maide Sûresi’nin 27. âyetinde, Habil ile Kabil'in bu hikâyesini şöyle zikretmiştir: "Onlara, Âdem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti."
Hazret Peygamber (s.a.s.)'in ilk kurbanı
Âlemlerin sevgilisi, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, hicretin ikinci yılında, Sevik Gazvesi'nden sonra Medine-i Münevvere'ye geldiğinin ertesi günü -ki bugün zilhicce ayının onuncu günüdür- bütün müminlere, mescidde ezansız ve kametsiz iki rekât namaz kıldırmıştı. Namazdan sonra hutbe okuyan Allah Resulü, bu hutbesinde müminlere kurban kesmelerini emretmiştir.
Hazret Peygamber (s.a.s.)'in duası
İbn Hişam'ın naklettiğine göre, sevgili Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, kendisi için satın aldığı güçlü ve boynuzlu iki koçtan ilkini keserken, şöyle dua buyurmuştur:
"Allah'ım! Bu, senin birliğine ve senden bana gelenlere iman eden bütün ümmetim adınadır"
Hz. Peygamber (s.a.s.), ikinci kurbanını keserken ise şöyle buyurmuştur:
"Allah'ım! Bu da Muhammed ve Muhammed'in ev halkı içindir."
Hz. Peygamber (s.a.s.)'in kestiği ikinci kurbandan ev halkı ve yoksullar istifade ettiler. İslâm'ın ilk Kurban Bayramı böyle gerçekleşmiştir.
Kurban, insanlığın Rabbine en eski yakarmasıdır!
Kurban ibadeti, emredildiği şekliyle ve Allah Rasûlü'nün uygulaması taklit edilerek yerine getirilmek zorundadır. Kurban kesmek yerine parasını yoksullara vermek, sadece sadaka ibadetidir, bu sadaka kesinlikle Kurban ibadetinin yerini tutmayacaktır.
Kurban, insanların kendilerine bahşedilen her şeyi, mülkün asıl sahibi olan Allah'a ait kılmanın hal dili ile yaşatılması ve anlatılmasıdır. Kurban ibadeti, kulun Rabbi'ne teslimiyetini ifade eder. O teslimiyet, öyle yüce ve öyle asil bir teslimiyettir ki, gerektiğinde en önemli varlığımızı bile Allah'a feda edebilmenin provasıdır.
Kurban, her yıl tekrar eden en büyük hatırlayıştır!
Dünyada Allah ve Rasûlü (s.a.s.)’nden daha değerli, daha aziz, sevilmeye daha lâyık hiçbir şeyin olmadığının, her yıl tekrar tekrar hatırlatılmasıdır Kurban. Atamız İbrahim'in -ki O'na selâm olsun- en kıymet verdiği varlığının Allah tarafından istenmesi ve İbrahim (a.s.)'in denenmesidir Kurban.
Kurban ibadeti, her yıl bütün Müslümanlara, Allah tarafından büyük ödevlerinin hatırlatılmasıdır. Kurban ibadeti, bizlere her yıl dünya ve içindeki her şeyin çok da önemli olmadığının hatırlatılmasıdır. Mü’minler için, dünyanın en fazla 'geçici bir konak' olduğunun ilanıdır. Ve Kurban, her şeyin asıl sahibinin, her şeyin asıl sahibi olan Âlemlerin Rabbi olduğunu idrak etmektir.
"Ey Fatıma! kalk ve kurbanının yanında bulun!"
Ebû Saîd (r.a.)'in rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.s.), Kurban Bayramı günü, biricik kızları Hz. Fatıma validemizin evine giderek, şöyle buyurmuştur:
"Ey Fatıma! Kurbanın için kalk ve kurbanının yanında bulun. (Onun kesilmesine şahit ol) Onun kanının her damlasına karşılık senin geçmiş günahların bağışlanacaktır."
Bunun üzerine Hz. Fatıma validemiz:
"Ey Allah'ın Peygamberi! Bu durum sadece bize mi özel, yoksa bütün müminler için geçerli mi?" diye sordu.
Allah Rasûlü (s.a.s.), şöyle buyurdu:
"Bütün mü’minler için..." [Hâkim, Heysemî]
Kurban kanı akıtmak!
İbn Abbas (r.a.)'ın rivayet ettiğine göre, Allah Rasûlü (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
"Kurban bayramı günü, sıla-i rahim hariç, Âdemoğlu, kurban kanı akıtmaktan daha üstün bir amelde bulunamaz."
"İmkânı olup da kurban kesmeyen namazgâhımıza yaklaşmasın"
Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
"Kimin imkânı olup da kurban kesmezse namazgâhlarımıza yanaşmasın."
NOT: Çok kıymetli okurlarımızın mübarek Kurban Bayramlarını tebrik eder; başta Gazze, Filistin ve Doğu Türkistan olma üzere Âlem-i İslâm’a kurtuluş ve hayırlar getirmesini Cenâb-ı Hakk’tan niyaz ederim.
Selâmlar, sevgiler, hürmetler.