Tam kapanma ilan edildikten sonra,

İçişleri Bakanlığı yayımladığı genelgede pazar yerlerinde alışveriş yapılamayacağını, vatandaşın marketlerden sebze ve meyve alabileceğini duyurdu.

Tabi,  bakanlıkta 4 yıldır bir hayli tecrübe kazanan Süleyman Soylu, tarlalarda, seralarda ve hallerdeki ürünlerin ne olacağını kestiremeyince, marketler de fiyatları uçurmasıyla, kamuoyundan tepkiler yükselmeye başladı.

Ardından yasak, iş işten geçtikten sonra gevşetilerek, pazarların cumartesi günü açılmasına karar verildi.

Meral Akşener’e stajyer bakan diyen Soylu’nun yönetimindeki bakanlık, haftada bir gün açık kalan pazarlar ile sorunun çözüleceğini umdu.

Mesela.

Bursa’nın en eski semtlerinden birisi olan Reyhan ve Tuzpazarı’nda cumartesi günü sergi açması gereken onlarca esnaf, halden alacakları malı bir günde tüketememe korkusuyla işe çıkmadı.

Pazarcı esnafının bile yarını düşündüğü bir ülkede Soylu ve ekibi, cumartesi günü izin verdikleri pazar yerlerinde izdihamın olacağını, koronanın yayılacağını, esnafın endişeye kapılıp, malını satamayacağı korkusuyla işe çıkmayacağını kestiremedi!

Sonra ne oldu, salata alabilmek için vatandaş bir birinin üzerine çıktı.

Enginar sergisinde bile yoğunluk oluştu. Çünkü esnaf yoktu.

Oysa Bursa’nın ve diğer şehirlerin farklı semtlerinde pazar yerleri haftanın yedi günü kontrollü bir şekilde açılmış olsaydı, Antalya, Mersin ve Adana gibi illerin seralarında günlük olarak toplanan domates, salata, biber ve patlıcanlar, ne çiftçinin elinde kalacak, ne de halde çürümeye terk edileceklerdi. Böylelikle milli servet buhar olmamış, küçük esnafı perişan eden ulusal zincir marketlerin ekmeğine yağ sürülmemiş, insanlar buralara yığılmamış olacaktı.

***

Ne yazık ki.

Kapanma başladığı günden bu yana, ülkenin dört bir yanındaki manzara hakikaten üzücü.

Toplanamayan marullar, depolarda çürüyen sebze ve meyveler. Tüm bu perişanlık, şu bizim pazarcı esnafının, kabzımalların, çiftçilerin stajyerliklerindeki beceriksizlikleri yüzünden meydana geldi zaten!

O zaman Türkiye’nin dört bir yanında elde kalan meyve ve sebzeler satın alınıp, maddi durumu iyi olmayan vatandaşlara hediye edilmesi için çağrılar neden yapıldı?

Tam kapanma ilan edilmeden önce, patates ve soğanlar ücretsiz hangi ülkede dağıtılmıştı?

Bu ülkedeki yaklaşık 200 bin pazarcı esnafı işe çıkamadı, çiftçi malını satamadı, hallerde ürünler çürümeye terk edildi. Bu şu anlama geliyor, ekonomik kayıp.

Ama olsun, Soylu’nun AK Parti teşkilatlarının tribününe oynaması yeterli.

Çiftçi perişan olmuş, ahını Yaratıcı duymuş, hiç fark etmez!

Sahi Meral Akşener’e stajyer yakıştırması yapmayı marifet sanan Süleyman Soylu, Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a da stajyer diyebilir mi?

Nasıl olsa Erbakan Hoca’da 12 ay Başbakanlık yapmıştı da!

Tüm bu yaşananları değerlendirdiğimiz de, stajyerlik okulu nerede anne?

***

BİR SÖZ

İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan kork.

Necip Fazıl Kısakürek