Siyasette algı çok önemli,

Önceki dönem İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bu hususta pek maharetliydi.

“Teröristleri ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz” açıklamaları gibi.

Sınırlarımızdaki güvenliğin en üst düzeyde olduğunu söylemeyi, kuş uçurtulmadığını da ilave ederdi.

Böyle çıkışları da, kendisine yöneltilen eleştirilerin ardından yapardı.

Suç örgütü lideri Sedat Peker, uzun süre Süleyman Soylu’yla ilgili onlarca iddia ortaya atmıştı. Soylu, Peker’in ortalığa saçtıklarını sadece dinledi ve sustu.

Görevden alınacağıyla ilgili çok şeyler konuşuldu, yazıldı.

Sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 14 Mayıs’ta seçim olacağını ilan ettiğinde mevcut bakanların birçoğuna teşekkür edeceğini duyurmuştu. Bunların arasında Soylu da vardı.

Seçimden galibiyetle çıkan Erdoğan, kabineyi kurdu. İçişleri Bakan koltuğu İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’ya emanet edildi.

Ardından acayip şeyler olmaya başladı.

Aralarında Bursa’nın da bulunduğu onlarca şehrin emniyet müdürleri değişti.  Suç örgütleri, mafya, tefeci, uyuşturucu şebekeleri ve kaçak göçmenlere yönelik operasyonlarda ciddi artış olmaya başladı.

Yıllarca İnegöl’deki iş insanlarına analarından emdiği sütü burnundan getiren, milyonlarca lirasına çöken Terkinler Çetesi, daha önce kendilerini koruyan, kollayanlara seslerini duyuramadıkları için polisin başarılı operasyonuyla enselendiler.

Uyuşturucu satıcılarının adeta karargahı haline gelen Bursa,

Duyarsız, iş takipçisi, yaşadıkları kentteki feryatların arşa çıkmasına aldırış etmeyen  bazı dernek ve sivil toplum kuruluşlarına rağmen, polis zehir tacirlerine, kullanıcılarına karşı amansız mücadelesini artırdı.

Bundan 3 ay öncesine kadar kaçak göçmenlere merhametli davranılırken, şimdi devletin ikinci yüzü ortaya çıktı.

Edindiğim bilgilere göre,  Kent Meydanı’ndaki Mobil Göç Noktasına her gün getirilen, gözaltına alınan 15- 20 kaçak Suriye ve Afgan göçmen, işlemleri yapıldıktan sonra deport ediliyor.

 Bursa'daki hayvan çiftliklerinde kaçak ve sigortasız çalıştırılan Afgan çobanlara da baskınlar söz konusu. 

Örneğin 8 ay öncesine kadar yakalan göçmenler, göç idaresine sınır dışı edilmek üzere teslim ediliyorken, sonrasında çok kolay bir şekilde geri geldikleri iddia ediliyordu.

Devlet ikinci yüzünü göstermeye başlayınca birilerinin hesabı bozuldu. Tabiri caiz ise at sahibine göre kişniyor.

İçişleri Bakanlığına bağlı polis, jandarma başarılı operasyonlara imza atıyor.

Sosyal medya hesabından, akşam evine bırakın kırmızı eti, ekmek götürmenin hesabını yapan babalarla dalga geçen, kara para aklayıcısı, kahvesine altın tozu döken Dilan Polat, Süleyman Soylu ağabeyini kandillerde, bayramlarda, özel günlerde arayıp iyi dileklerini ilettiğini söylüyordu.

Polat çifti,  gözaltına alındı. İlk belirlemelere göre 200 milyon lira kara parayı akladıkları tespit edildi.

Daha önce orta halli bir yaşamı olan bu şahısların, 4-5 yıl içinde milyarlık servet sahibi olmaları sizce normal mi?

Bu şımarık, bu kara paracı Polat çifti, 5 ay önce de sosyal medya hesaplarında Dolarları Euroları etrafa saçan görüntüleri paylaşmalarına rağmen, neden bir işlem yapılmamıştı?

Neyse, Polat ailesinin sorgusu devam ediyor, 3 günlük gözaltı sürelerinin de artacağı belirtiliyor.

Bu süre içinde kirli ilişkiler ortaya çıkacak, başka gözaltılar olur mu bekleyip göreceğiz. Günde 750 bin Lira harcadığını herkesin gözünün içine baka baka söyleyen, kandil, bayram kutlayıcılarıyla ilgili sürprizler yaşanabilir.

Bitirirken, Bursa Emniyet Müdürlüğü, özellikle uyuşturucuyla mücadelede vatandaşın hassas davranmasını, ihbarda bulunulması noktasında duyarlı olması gerektiğine dikkat çekiyor.

Yani, elinizi taşın altına koyun, dolandırıcıları, uyuşturucu satıcılarını, suça bulaşanları, araçlarında gece- gündüz yüksek sesle müzik dinlediğini sanan magandaları, düğün ve asker eğlencesi adı altında korna çalarak gürültü kirliliği yapanların gözünün yaşına bakmadan şikayet edin diyor.