Son zamanlarda tüm dünyada yalanan kuraklıktan ülkemiz de nasibini aldı. Değişen iklim şartları ve insanların doğaya verdiği tahribat ve aşırı betonlaşmanın etkileriyle yağmurlar yapmaz oldu. Geçen cuma da ülkemizde bir yağmur duası seferberliği başlatılmıştı.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan açıklamayla 81 ilde kılınan cuma namazının ardından cemaat, kuraklık tehlikesine karşı yağmur yağması için dua etmişti. İşte tam sözün burasında akıllara gelen acaba duadan önce yapmamız gerekenler var mı.

Bu konuda siz değerli okuyucularıma bir anekdot paylaşmak isterim. Vakti zamanında kurak geçen bir yaz gününde Cuma namazı sonrası cemaat, Cami imamı ve İhtiyar heyeti ile birlikte, Yağmur duasına çıkarlar. Hacet namazları kılır, dualar edilir ve kurbanlar kesilir ama gökyüzünden tek damla yağmur düşmez Üstelik güneşle birlikte bir lodos her yeri kavurup geçmektedir.

***

Cemaat boynu bükük şekilde günlerce Yağmurun yağmasını bekler ama nafile. Güneş ortalığı kasıp kavurur. Bir vakit sonra kasabalarına Alimligi ve çok büyük ilmi ile tanınan bir dervişin yolu düşer. Kasaba halkı dervişin yanına gelerek ondan yağmur duası etmesini rica ederler. Derviş ise dua etmek yerine kasaba halkıyla birlikte kasabalarını birlikte gezmeyi önerir.

Ahali şaşkınlık ve merak içinde düşer dervişin peşine ve evleri dolaşmaya başlarlar.3-5 evi dolaştıktan sonra damı çökük, kapısı kırık bir eve rastlarlar. Derviş, kapıdan içeri doğru seslenip ev ahalisini dışarıya çağırır. İçeriden orta yaşlarda, üzeri yamalı bir kadın ve iki yetim kızı çıkagelir. Derviş, hal hatır sorduktan sonra kadının iki yetim kızıyla birlikte yaşadığını ve beyinin erken yaşta öldüğünü öğrenir.Derviş, iki küçük kıza dönerek onlara "benden bir isteğiniz var mı" diye sorar. Küçük kızlardan biri evlerinin çatısı için kiremit diğeri de yeni bir ayakkabı ister.

***

Derviş, hemen yanındaki cemaate evin damı için kiremit, diğer kız için ayakkabı almalarını ister.Kiremitler ve ayakkabılar geldikten sonra derviş, kızlara "Söyleyin bakalım siz en çok ne için dua edersiniz?" diye sorar. Kızlardan birisi "Yağmur yağdığında damımız eski olduğu için evimiz hep ıslanır, ben de o nedenle Allah'tan yağmur yağdırmamasını dilerim" demiş. Diğer küçük kız ise " Ben de Allah'tan yağmur yağdırmamasını dilerim. Çünkü ayakkabılarım delik, her yağmurdan sonra ayakkabılarım ıslanıyor ve ben hasta oluyorum" demiş.

Derviş, bu sözlerden sonra yanındaki cemaate dönerek "Sadece Allah'ın kudretinde olan bir duayı etmeden önce kendi kudretinizle birisinin duasını yerine getirmediğiniz sürece dualarınız kabul olmaz eyy cemaat!" demiş.Keşke bugün yağmur duasına çıkmak yerine önce;Adalet duasına çıksak. Yoksulların derdine çare olsak, Haksızlığa maruz kalanların sesi olsak,Kim bilir belki de bunca bela, musibet ve zorluğun bir sebebi vardır. Bu kıssaya ek olarak yağmurun yapmamasına neden olan etkenleri tespit etmeliyiz. Kanada’dan elin adamı gelip ormanlarımızı katlediyorsa bunu sorgulamak lazım. Duayı da her zaman yapalım.