Son 25 yılda betonlaştırılan, nefes alamaz hale getirilen, göç alan ve her köşesinde sanayi bacaları yükselen Bursa’yı,

Suni teneffüsle de olsa yaşatan, kılına bile zarar getirilmemesi gereken Reşat Oyal Kültür Parkı’na, 16 sene aradan sonra yeniden yenileme adı altında operasyon yapılacak.

Bursa’nın çözüme kavuşması gereken onlarca meselesi dururken; mesela çarpık kentleşme, trafik sorunu hala çözüme kavuşmamışken, pandemiyle başlayan ve artarak devam eden ekonomik sıkıntılar ve 4 dağ ilçesi hızla insansızlaşırken,

Alinur Aktaş’ın Kültür Park’ı Kentsel Tasarım adı altında çaktırmadan yenilemek istemesini hayretle karşılıyoruz.

Bakın nasıl bir operasyon geçirecekmiş, Bursa’nın akciğeri Kültür Park:

“Zaman içinde ihtiyaçlara göre yapılan bazı düzenlemeler parkı estetik görüntüden uzaklaştırırken, otopark yetersizliği, park içindeki araç trafiği, yaya yolları, aydınlatmalar ve yıpranan kent mobilyaları. Yapısal kullanımın yüzde 30 azaltılması, yaya bisiklet yollarını yüzde 65 artışı, araç yollarını yüzde 70 azaltılması, otopark kapasitesini yüzde 10 artırmayı ve su öğesini de yüzde 15 artırılması.”

Araç yollarının azaltılmasına eyvallah.

Yapısal kullanım alanlarının kısıtlanmasına da eyvallah.

Ama,

Yeşilin çok farklı tonlarını barındıran parkın içine otopark kapasitesini arttırılması da ne demek oluyor?

Allah aşkına, park içinde otoparkın işi ne?

Her şey bir kenara, burası çok kıymetli bir alan. 2006’da yenilendi, bir sürü para harcandı. Hatta yenileme çalışmaları sırasında onlarca ağaç kesilmişti.

Şimdi siz, milyonları havaya saçmaya çalışıyorsunuz.

Hatırlatmak gerekirse Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2018’de tasarruf tedbirleri uygulanacağını duyurmuştu. Yayınlanan genelgede:

“Proje bazında ödenek teklif ve tahsislerinde devam eden öncelikli projelerden en kısa sürede tamamlanabilecek olanlara öncelik verilecektir. Tasarruf tedbirleri kapsamında zorunlu haller dışında 2019 Yılı Yatırım Programı’na yeni proje alınmayacaktır. Mevcut kamu sabit sermaye stokundan azami kapasitede yararlanılması için gerekli bakım ve onarımlara önem verilecek, vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarına ve ekonomide katma değer artışına doğrudan hizmet etmeyen projeler teklif edilmeyecektir.”

Erdoğan, 2021’de de benzer uyarılarda bulunarak,

“Kamu kurum ve kuruluşları tarafından yurt içinde ve yurt dışında hiçbir surette hizmet binası, lojman, her ne adla olursa olsun memur evi, kamp, kreş, eğitim, dinlenme ve benzeri sosyal tesis ve bunlarla ilgili arsa ve arazi satın alınmayacak, kamulaştırılmayacak, yeni kiralama yapılmayacak ve yeni inşaata başlanmayacak.”

***

Eğer çok paranız varsa, harcamak niyetindeyseniz, Bursa’nın merkezini rahatlatacak kamulaştırma yapın.

Alternatif yollar açın.

Mesela örnek olun, istihdam kapısı olacak projelere imza atın.

Hem ovada, hem dağ yöresinde gençleri tarım ve hayvancılığa özendirin, bu alanda iş sahibi yapın.

Orhaneli, Büyükorhan, Harmancık ve Keles’in anormal şekilde düşüşe geçen nüfus erozyonunu durdurun. Tersine göçü teşvik edin.

Bu dört dağ ilçesinin köyleri veba salgınına uğramış gibi, in-cin top oynuyor, tarlalar ekilemiyor, koyunlar melemiyor, inekler, düveler otlamıyor, dolayısıyla hemşerilerimizin gözleri ışıldamıyor.

Kısacası insanın karnını doyuracağı, et, süt, sebze ve meyve üretimi neredeyse bitme noktasında. Gelin bu işlere kafa yoralım.

Parkı yenileme adı altında birilerine ihale vereceğinize, ihalecilerin iştahlılarını kapatan, Türkiye’ye örnek olan projelere imza atın.

Bakın, domates 25, sivri biber 40, soğan 7, patates 8 lira olmuş. Sütün litresi ise 10 TL. Ova köylerinde manda üretimini arttırmak için liyakatli akademisyenlerle işbirliği yapın, hayvancılık yapanların girdi maliyetlerini düşürmek için tarlaların ekilmesini sağlayın.

Mesela, ne işe yaradıklarını hala çözemediğimiz bazı STK, hemşeri derneklerine ve yöneticilerine, doğdukları köylerin, ilçelerin, kentlerinin kalkınması için fedakarlık yapmaları talimatı verin.

Dağder’in seçilecek olan yeni başkanının ufkunu açın. Yeter artık, dümbelekle, sazla, zurna ile vakit harcandığı. Onlar, bu şehrin köklü evlatları olduğunun farkına varmaları gerekiyor.

Başını ağarttım, farkındayım Alinur Başkan ama insani ve vicdani meseleler bunlar.

Biliyorsunuz,

Atatürk Stadı’nın yerinde yeller esiyor, yok ettiniz bu şehrin kocaman değerini.

Bursa’nın hafızalarına, kültür miraslarına dokunmayın.

Bizler, yaşam kaynaklarımız olan ağaca, tarıma, hayvana sarılmak istiyoruz.

Aktaş, vazgeç bu sevdadan, Reşat Oyal Kültür Parkı’na gözyaşı döktürme. Çok paranız varsa, betona gömmeyin, istihdama harcayın ki, vatandaşın yüzü gülsün. Böylelikle ahir ömrünüzde duayı da, alkışı da hak edin.

He baktınız her şey yoluna girdi; istihdam arttı, büyük dertler azaldı ve vatandaşlarımız refaha, bolluğa kavuştu.

İşte o zaman daha büyük projelere dahi girişebilirsiniz!

Bu arada merak ediyorum,

Büyükşehir meclisine her ay uğrayan muhalefetin, Kültür Park’la ilgili bir düşünceleri var mı acaba?