Sınırlara duvar örünce göçmen sorunu ortadan kalkmıyor.

Hatta giderek ağırlaşıyor.

Susanlar, görmeyenler, gündeme getirmeyenler için de büyük bir tehlike, aslında göçmen sorunu.

Geçenlerde TUGİAD Bursa’nın geçmiş dönem başkanı Onur Özkul, sanayici bir arkadaşının dünyanın bir ucundaki Nepal’den yasal yollarla getirdiği işçilerden söz etmişti.  Hatta çalışmalarından memnun kaldığı için de 50 kişi daha Türkiye’deki işyerinde çalıştırmak için getirdiğini söylemişti.

Asgari ücretle çalışıp geçinemeyeceğini anlayan Türklerden ümidini kesenler, ya yasal yollardan ithal işçiye başvuruyor, ya da ülkemizdeki Suriyeli, Afgan ve Azerbaycanlı mültecilerden faydalanıyorlar!

Buradan yola çıkarak,

Gün geçtikçe artan sığınmacı sayısı başımıza bela olmayacağını kim garanti verebilir?

Örnek vermek gerekirse, Bursa’nın Çarşamba semti Suriyelilerin platosuna dönüşmüş durumda. Önceden, küflenmiş, rutubetli depolarını 300 TL’ye kiraya veremeyen buradaki çok karakterli TC yurttaşları,  aynı yerleri bin liraya kiraya vermenin hazzını yaşıyorlar!

Sonra kurt, kuş,  zafer ve rabia işareti yapıp, caka satıyorlar!

Üreticiyle bir araya gelen, Bursa’da sayıları gittikçe azalan çiftçilerle fotoğraf çektiren pek kıymetli AK Parti Bursa Milletvekilleri; Hasanağa, Misi, Akçalar ve daha birçok köydeki hayvan çiftliklerine, tarlalarına ziyarete giderlerse, karşılarında Afganistan’dan gelen kunta kinteleri görecekler!

Böylelikle,

Hükümete yaşanan sorunları aktarmakla görevli olan iktidar vekilleri kaçak olarak çalıştırılan, hak ettiği paraları alamayanların durumunu kamuoyunun gündemine taşımış olurlar!

***

Durun bitmedi…

Birçok şehirde olduğu gibi Bursa’mızda da Suriyelilerin nüfusundaki çoğalma herkesin malumu, aynı zamanda karıştıkları asayiş olaylarında da ciddi artışlar var…

Örneğin, geçenlerde Doğanbey Toki’de bir kapıcıyla münakaşa eden birkaç Suriyeli, adama silahla ateş edip olay yerinden kaçmışlar.

Dolayısıyla,

Bursa’da yaşayan mültecilerin işsizlik, sosyal bozulma, ahlaki yozlaşma sonucu, giderek artan suç oranlarında isimleri ön plana çıkmaya başladı.

Yanı sıra,

Uyuşturucu, fuhuş ve daha birçok kirli işle meşgul olduklarını ve hadsizleştiklerini de belirtelim…

“Hadi canım o kadar da değil” diyenleri, Çarşamba semtinin sokaklarına davet ediyorum.

Korkunç günlerden geçiyoruz ama hala oyunda oynaştayız. Kendi adamlarının kötülüklerini, kepazeliklerini, utanmazlıklarını gizleme şaşkınlığı ve zavallılığı içinde olanlarla birlikte bataklığa yaklaşıyoruz.