Akıllı kimse; dilini kötü söz ve gıybetten koruyan, mü’min; kalbini şek ve şüpheden temizleyendir.

İyilikle emretmek, insanların en faziletli amelleridir.

İffet; nefsin koruyucusu ve kinlerden paklayıcıdır.

Sabır iki kısımdır; belâya sabır iyi ve güzeldir. Bundan daha güzeli, haramlara karşı sabırdır. Haramlardan çekinmek, akıllıların şânı, şereflilerin tabiatındandır.

Allah korkusundan dolayı gözyaşı dökmek, kalbi nurlandırır. Tekrar günah işlemekten insanı korur. Yaptığı günah bir işle öğünmek, o günahı yapmaktan daha kötüdür. Ârifin, yüzü nur ve tebessüm, kalbi korku ve hüzün doludur.

Dünya; güzel, aldatıcı ve geçici bir serâb, çabuk yıkılan bir dayanaktır.

Sevgi, kalplerin birbirine yakınlaşması ve ruhların ünsiyetidir.

Yumuşaklık, öfke ateşini söndürür. Hiddet ise öfke ateşini körükler.

Mü’min, baktığında ibret alır. Bir şey verilirse, şükür eder. Musibet ve belâya uğrayacak olursa, sabır eder. Konuşacak olursa, Allah Teâlâ’yı hatırlatır.

Akıl, mü’minin dostu; ilim, veziri, sabır, askerlerinin komutanı ve amel ise silâhıdır.

İman ile amel, ikiz kardeş olup, birbirinden ayrılmazlar. Hased edenin sevgisi sözlerinde görülür. Kinini işlerinde gizler. Adı dost, fiili düşmancadır.

Yumuşak başlı olanlar; en sabırlı, derhal affedici ve en güzel huylu olan kimselerdir.

Allah Teâlâ’dan hayâ etmek, insanı cehennem azâbından korur. Gaflet, insana gurur getirir, helâke yaklaştırır.

Mü’min, dünyaya ibret gözü ile bakar. İhtiyacı için karnını doyurur. Dünya’dan konuşulduğu vakit, nefret ve tenkit kulağı ile dinler.

Fazilet, gücü yettiğinde affetmektir.

Hayâ ve cömertlik, ahlâkların en efdalidir.

Kötü insan, hiç kimseye iyi zan beslemez. Çünkü o, herkesi kendisi gibi görür.

Kâmil olan kimse; aklı, arzu ve isteklerine galip gelendir.

Söz ilaç gibidir. Azı faydalı, çoğu zararlıdır.

Hangi adamın oğlu olursan ol, terbiye ve edeb öğren. Bu güzellik seni başka asalete muhtaç etmez.