Yeni seneye girmemize 3 gün kala, AK Parti iktidarının en kibar, naif kabine üyesi Çalışma ve Sosyal Güvelik Bakanı Vedat Işıkhan, işçilerin, “gazla, algıyla, büyülü cümleler eşliğinde çalıştırılan gazetecilerin”, tezgahtarların, garsonların alacağı asgari ücreti açıkladı.

Aldığı maaşla kendini ışıldatan Işıkhan, 17 bin ve yanında 2 lirayı da ballandırarak anlattı. “Çalışanları enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz” dedi.

Vedat Bey masasından kalktıktan 4 gün sonra, girdi maliyetlerindeki artışı öne süren fırıncıların zam talebi kabul gördü. 7,5 olan, beyaz undan imal edilerek sofralarımıza gelen ekmek, 10 TL’ye çıktı.

Bursa Yemek Sanayicileri ve İşadamları Dernek Başkanı Coşkun Dönmez, sektörün yemek fiyatlarını 3 ayda bir güncellemek zorunda kaldığını, 2024’te tabldota yüzde 30 zam yapacaklarını söyleyerek, Mehmet Şimşek’e ve Vedat Işıkhan’a zam selamı çaktı.

Enflasyonla mücadele ettiklerini köpürte köpürte anlatan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Işıkhan’a rağmen, simit 10 liradan, 12,5’a zıpladı.

Bir yanda iktidarın belediyeleri garibanlara verdikleri çeklerle esnaftan alışverişi işaret ederken, öte yanda üç harfli marketlerin her köşe başına açılmasına izin veren, fahiş fiyat artışları yaptıkları için de ceza yazan sayın ve çok mübarek hükümetimiz, 1 Ocak’a gözlerimizi açtığımızda, köprü ve otoyollardan geçiş ücretlerine zam yaptı!

Akaryakıta çaktırmadan yapılan ÖTV artış müjdesini de hatırlatalım. 

İşçi cebine 5 bin lira artışlı asgari ücretin daha girmeden eridiğini üzülerek görürken,

Tek başına hilafeti ilan edeceğinden korkulan, seyyar satıcıdan satın aldığı, Galata’daki eylemden evine giderken elinde “La ilahe illallah Muhammedür Rasulullah” Kelime-i Tevhit bayrağı olduğu için “sen Arap sevicisimisin” diyen gencin yumruklu saldırısına uğrayan adamı toprağa gömüp, suni gündemin peşinden koşan muhalefeti de alkışlamak lazım!

Vatandaşın asil ve asıl sorunu olan ekonomik krizi, çöküntüyü, bataklığı gündemde tutmak yerine, iktidarın projektörüne jeneratör olmak daha enerjik geliyor, kerameti kendisinde saklı muhalefete.

Son 10 ayda 1 milyon kişi kredi bataklığında çırpınıyormuş, kimin umurunda!

Gençler, kaçak yollardan Meksika üzerinden Amerika’ya gidiyormuş, varsın gitsinler.

Erdoğan’ı Filistin, Gazze üzerinden döv, bir sürü dalkavuktan beğeni al, ne gerek var, doğru politikalar üretmeye, muhalefet yapmaya!

Irkçılığı, faşizmi azdır, kendi mahalleni manipüle et yeter!

Enflasyon ensemizde boza pişiriyor, başımızı ağrıtıyor. Ekonomistler 2024’te iç piyasanın daha da daralacağını, büyük sıkıntılar yaşanacağını belirtiyor. Gelin görün ki,  muhalefetin işi gücü, suni çimde, tek kale maç yapmak ve sürekli kendi kalesine gol atmak.

Tabi ortaya böyle bir fotoğraf çıkarsa ne mi oluyor, alım gücünün eridiği, yok olduğu, çiftçinin, hayvancılık yapanın tükendiği, Anadolu’nun insansızlaştığı bir ülkede halk, muhalefete hala güvenmiyor, “bunlara mı oy verelim” diyor.