Ülkemizde son zamanlarda artan gıda fiyatları ve oluşan hayat pahalılığı insanlara yaşamayı zorlaştırıyor.

Ramazan ayını geride bıraktığımız bu günlerde kaçımız geriye dönüp muhasebe yaptık. Bu mübarek ayda neler yaptık, kaç ihtiyaç sahibine ulaşabildik. Soframıza en basitinden söyletsek koyduğumuz sıcak pideden yitirmeyeler oldu mu?

İftar sofrasında 30 gün boyunca hiç etli yemek bırakmayan oldu mu? Acaba bu soruyu kaçımız nefsimize durabildik. Soranlar var ki çıkıp nimetlerden dolayı şükür edemeyenleri gündeme getirebiliyor. Bu sofraları adeta şova dönüştüren zevatlar kendilerince haklılar neden mi önlerindeki onlarca çeşit iftar yemeği içeceği duranlar bunca nimetin her hanede olduğunu varsayarak evine sıcak pide götüremeyen kesimin feryadına şükür etmeyen nimetleri beğenmeyen diye adlandırıyor.

Tokun en çok aç olanın halinden anlayacağı Ramazan aylarında bakıyoruz ki tok olanlar daha çok doymaya açlara da şükretmeyi telkin etmekteler. Gelin samimi olalım özellikle yönetici kesime sesleniyorum iftar sofraları sizin önünüzdeki sofra gibi değil.

Ramazan da evine sıcak pide götüremeyenler var. Hurma ile iftarını açamayanlar var. Keşke herkesin sofrası o önünüzde duran sofralar gibi olsa. Sahi siz şükrettiniz mi de vatandaşa şükretmeyi öğretiyorsunuz.

Önce siz şükredil israfın önüne geçersiniz sonra da vatandaşa emri yaptıracaksınız. Bu ümmetin en şerefli insanı bir hurmayla orucunu günlerce açmış. Biz de bu düsturla hareket etmeliyiz. Onca sofralar kurdunuz hepsinde zenginler yani şükredenler vardı. Siz de haklısınız fakiri şükretmeyi bilmeyeni neden o sofralara davet edesiniz ki…