1989’da Bursa Olay Gazetesi Spor Servisi’nde gazeteciliğe başladığımda, Bursa medyası küçük Bâb-ı Âlî olarak adlandırılıyordu.

Olay, Bursa Hakimiyet, Doğru Hakimiyet (Haber) Uludağ ve Marmara

Bu gazeteleri ve ayriyeten, radyo ve televizyonlarıyla Bursa Türkiye’nin en güçlü ve en etkili yerel medyasına sahipti.

2025’in son günlerini yaşadığımız şu zamanda ne ulusalda ne de yerelde gazeteciliğin ne yazık ki esamesi okunmuyor artık.

Ama birileri Bursa’da hala gazetecilik adı altında bir takım (faaliyetleri diyemiyorum) dolaplar çevirmeye çalıştığını üzülerek tanık oluyorum. Dolaplar diyorum, çünkü 36 yıllık meslek hayatımda adını sanını duymadığım bazı tipler gazete çıkarıp, sözde vakıf ya da yardım dernekleri adı altında maddi yardım ve bağışlar toplayarak, “gazeteci” kimliği ile ortalıkta gezinip duruyor.

Bu konuya niye değinmek istedim, anımsatmak isterim.

Sokak röportajlarını yaptığımız genelde Osmangazi İstasyonu önünde ellerinde klasörler olan bir grup genç dergi ya da gazeteler satarak (ya da vererek) bağış adı altında para topladıklarını gazeteci arkadaşım Bilal Kayaaltı, internet sitesi bavuhaber.com ‘da defalarca gündeme getirmesine, zaman zaman, röportajlar sırasında bizim için gelen emniyet mensubu güvenlik görevlerine durumu iletmesine rağmen hiçbir şey değişmedi.

Önceki akşam, Kent Meydanı T2 tramvay istasyonunda tramvayımın gelmesini beklerken, kulaklığı ile müzik dinleyen, adının Cevdet olduğunu öğrendiğim kibar bir gençle karşılaştım.

Otobüs Terminali’ne gideceğini söyleyince, Bursa’ya neden geldiğini sordum.

Aslen Diyarbakırlı olan ama ailesiyle Kuşadası’nda yaşadığını söyleyen Cevdet, Bursa’ya iş başvurusu için geldiğini, anlaşamadığı için evine dönmeye karar verdiğini anlattı.

Ne iş yaptığını sorduğumda ise verdiği yanıt bir hayli ilgi çekiciydi.

Normalde otellerde çalışıyormuş, turizm sezonu kapandığı için internette gördüğü (ilan) eleman arayan bir gazete için Bursa’ya geldiğini söyledi.

“Gazete” deyince, anlattıklarına dikkat kesildim ve acaba hangi gazete diye merak edip sordum.

Yeni Bir Umut Gazetesi” adlı bir internet sitesi internet üzerinden eleman ilanları veren “Yeni Bir Umut Gazetesi” adlı bir internet sitesi sahipleriyle ile görüşmüş.

Yeni Bir Umut Gazetesi” adlı bir internet sitesi

www.isinolsun.com internet sitesinde 16 Şubat 2022 tarihinde verilen eleman arandığına dair ilanda faaliyet alanı “yerel gazete” olarak kaydedilmiş.

Ben de (eski) gazeteci olduğumu söyleyince genç daha da heyecanla başından geçenleri anlattı.

İnternette gördüğü ilan üzerine Bursa’ya geldiğini, kendisi gibi kent dışından gelen çok sayıda gencin olduğunu, hatta gazetenin sahibinin o gençlerin kalması için bir ev tuttuğunu, gözlediği kadarıyla toplanan (deste deste) bağışların, gazetenin sahibi olduğunu düşündüğü iki kişi tarafından paylaşıldığına tanık olduğunu anlattı.

Bursa’ya gelmeden önce telefonla yaptığı görüşmede söylenenlerle, karşılaştığı ortamın güven vermediğini de sözlerine ekleyen Cevdet, asgari ücretle (22.104 TL) çalışıp, sigorta yapacaklarını da vaat etmelerine rağmen, samimiyetlerine inanmadığı için işi kabul etmeyip geri döndüğünü ifade etti.

"Yeni Bir Umut Gazetesi” Instagram sayfası

“Yeni Bir Umut Gazetesi” Instagram sayfası (www.yenibirumut.net sitesine ulaşılamıyor)

Bakın, çok sayıda genç, Türkiye’nin bir çok şehrinden (ve hatta Kıbrıs’tan bile gelen varmış) Bursa’ya iş umuduyla geliyor, ne için, gazetede çalışmak için.

Yaptıkları ya da yapacakları iş kent meydanlarında gazete ya da dergileri bağış karşılığında dağıtmak…

Hangi sıfatla?

Gazetecilik sıfatıyla!

Birileri, itibarı yerlerde olan gazetecilik mesleğini iyice yerin dibine sokmuş da haberimiz yok!

Biri çıkıp, “sana ne kardeşim adamlar iş yapıyor, sen niye karışıyorsun” diyebilir. Benim itirazım iş yapıp yapmamalarına değil, beni üzen ve rahatsız eden durum, gazetecilik adı altında yürütülen faaliyet ve gençleri bol kazanç ve iş vaadiyle ikna edip kullanmaları, sonuçta da insanlarımızın duygu ve vicdanlarını sömürerek kazanç salıyor olmaları!

Topladıkları bağışlar ne kadar yasal, ne kadarının vergisini ödüyorlar, bağışların ne kadarı gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaşıyor, bunları denetleyecek olan devletin resmi kurumlarıdır. Vergi müfettişleri, Emniyetin organize işler şubeleridir.

Ben artık kendimi gazeteci falan saymıyor, sanmıyor olsam da yine de yazmadan sormadan edemiyorum…

Zaten yıllar önce Bursa Gazetecililer Cemiyeti’nden (BGC) de atılmıştım, son olarak; üyesi olduğum Bursa Çağdaş Gazeteciler Derneği’nden (ÇGD) de istifa etmiştim.

Geriye sadece “duyarlı yurttaş” sıfatım kaldı üstümde…

Dediğim gibi, her ne kadar, bir elimde mikrofon, bir elimde kamera ile röportajlar yapsam da, bursaport.com, bavulhaber.com ve kurucusu olduğumuz SNDhaber.com’da kalem oynatıp habercilik(!) oynasam da…

BGC’nin de, ÇGD’nin bu mesleğin bu durumlara düşmesi umurlarında olmasa da…

Ne idüğü belirsiz birilerinin gazetecilik mesleğini kullanarak ortalıkta cirit atıp, insanların manevi ve vicdani duygularını sömürmeye kalkması zoruma gidiyor.

O nedenle “bana ne” diyemiyorum.

O yüzden yere izmarit veya çöp atlığında görmezden gelemiyorum….

Ve bu nedenle, tanık olduğum bu durumu yazarak tarihe not düşmek istedim.

Bilmem birilerinin kafasına dank eder mi?!

[email protected]