Türk siyasetinde, ittifaklar dönemi, ekonomik kriz, erken seçim söylentileri derken şu günlerde yeni politik hareketler de gün yüzüne çıkıyor. Yargıtay’ın resmi internet sitesinde yer alan bilgiye göre 123 siyasi parti bulunuyor bunların 21’i 2021 yılında kuruldu. Tabii ki bunların yarısından azı seçimlere katılma hakkına sahip.

Bu bilgileri verdikten sonra uzun süre siyaset sahnesinde olup parti kuranların son dönemlerde basına yansıyan hareketleri düşündürüyor. Bu partiler mi halka umut olacak bu liderler mi ülkeyi düze çıkartacak.

Bakıyorsunuz bir siyasi parti genel başkanı telefonda mecliste görevli kişiye küfrediyor. Telefonun öbür ucundaki meclis resepsiyonundaki görevli özür dilemesine rağmen genel başkan tarafından sinkaflı, ağza alınmayacak söylemlere maruz kalıyor.

Halbuki siyasi tarihinde bu şahsa baksan demokrasiden bahsediyor. Bir görevlinin özrünü dahi tahammül edemeyen şahıs nasıl ülke yönetecek.

Diğer bir parti lideri gün geçmiyor ki ırkçı paylaşım yapmasın. Ülke vatandaşlarını kin ve nefrete sevk eden bu lidere bakıyoruz ki partisinden istifa edene bile tahammülü yok. Partisinden istifa etti gerekçesiyle partinin diğer mensuplarıyla bu kişiye saldırıyor. Bu nasıl bir ülke yönetimine talip olma iddiasıdır. Bu kişiler partilerinde bile demokrasiye inanmıyorsa ülkede nasıl demokrasiyi ileri noktalara getirecekler.

Diğer bir parti lideri market market dolaşıp yüksek enflasyon ve hayat pahalılığından şikayet ediyor. Şikayet etmesi gündeme getirmesine diyeceğimiz bir şey yok ancak bunu lüks içinde lüks arabalara binerek yapması vatandaşın dikkatinden kaçmıyor. Hepimizin bildiği bu şahıs İstanbul’un güzide ilçesinde belediye başkanlığı yapan biri. Bugün partisinin il yöneticisini azarladığı görüntüsü basına servis edildi. Bu nasıl bir ekmeğe yağ sürmedir. Yıllardır iktidarın halka olan üsten bakma dilini eleştirenler bugün aynı haytanın daha fazlasını yapıyor.

Kanaatimce…

Altılı masa içinde kurulan yeni partiler hariç diğer parti liderlerinin ne yaptığını anlamış değilim. Öyle inanıyorum ki bu partilerin halk odaklı bir düşünceleri yok. İktidar olmaları zaten hayal… iktidar olacak halkın derdine derman olacak partilere sataşmaları akıllara yanlış düşünceler getiriyor. Yoksa bu partiler iktidarın değirmenine su mu taşıyor dedirtiyor.

Eğer fiyatların yüksek oluşundan, eğer demokrasiden eğer halkçılıktan bahsediyorsanız bir kendinize bakın siyasette eski partileri yeni olanlar. Bu gittiğiniz yol yol değil… Muhalefet edecekseniz muhalefeti muhalif partilere değil güce, iktidara yapmalısınız.

Bu kötü gidişata, elbirliği ile yapıcı bir şekilde ülkenin farklı seslerinden bir araya gelen masanın devrilmesine değil daha da güçlenmesine katkı sağlamalısınız. Bunu yapmadığınız sürece halkın nazarında değirmene su taşımaktan başka bir işe yaramaz olarak bilineceksiniz.