Çok değerli kardeşlerim!.. Aziz dostlarım!
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; hepimiz kardeşiz… Kavim olarak Türk'üz, şeksiz şüphesiz Müslüman’ız Elhamdülillah!
Kutsal Kitabımız, Müslümanlar olarak Anayasamız ve hayat rehberimiz olan Kur’an-ı Kerîm’inde Yüce Rabbimiz (c.c.) “Müslümanlar Kardeştir…”Hucurât Sûresi, âyet; 10.) Buyuruyor.
İslâmiyet, Allah (c.c.)'ın en son ve en mükemmel nizamıdır… Cihanşümul yani evrensel bir nizamdır. Asla ve asla hiçbir eksiklik ve noksanlık olmayan; insanlığı mutlu edebilecek, kurtuluşa erdirebilecek tek ve şaşmaz bir nizamdır İslâmiyet. Bütün insanlığa gönderilen bir kurtuluş yoludur.
İslâm’ın telkin ettiği inanç ve iman Âlemşümuldür.. Allah (c.c.), tüm insanlığın hatta tüm kâinatın; canlı cansız bütün varlıkların Yaratıcısı ve Rabbidir. (Fâtiha Sûresi, âyet; 1.)
İki Cihan Güneşi Sevgili Peygamber (s.a.s.) Efendimiz de; bütün âlemlere rahmet Peygamberi olarak gönderilmiş, en güzel örnek ve önder olan bir elçidir.. Allah (c.c.)’ın en seçkin, en sevgili kulu ve elçisidir. (Enbiyâ Sûresi, âyet; 107.- Ahzâb Sûresi, âyet: 21.)
***
Kıymetli Dostlar!
Tarih, bir milletin mâzisini gösteren bir aynadır. Her millet geçmişini bu aynada görerek; geleceğe ona göre yön vermek ister. Geçmişte olan iyi durumlar hatırlanınca sevinilir, olumsuz ve kötü örnekler hatırlanınca da üzüntü duyulur. Ve geçmişten ders ve ibret alınarak, olumsuzluklar giderilmeye, aynı hatalara düşmemeye çalışılır.
Tarih, çok önemli ve mühimdir. Çünkü tarih şuurunu kavrayamayan ve tarihini yeni nesillerine iyi öğretemeyen bir millet, tarih sahnesinden silinir. Tarih, bunun nice örnekleriyle doludur.
Mehmed Ârif Bey, bu konuda şöyle diyor:
“Tarih; o kadar mühim, o kadar dikkate değer bir ilimdir ki, tarih bilinmez ise devlet gemisinin dümeni istenilen istikâmete çevrilemez.
Tarih, bir milletin bakıp bakıp ta varsa ayıp ve noksanlarını görüp (gözeteceği) ve düzelteceği bir ayna gibidir.” (Başımıza Gelenler, Mehmed Ârif Bey, Cilt; 1, Sh. 63.)
İstiklâl Marşımızı kaleme alan ve onu en güzel bir şekilde yazan, büyük İslâm ve Vatan Şairi Mehmed Âkif Ersoy diyor ki:
“ Tarihi tekerrür diye târif ederler;
İbret alınsaydı tekerrür mü ederdi?”
“Tarih tekerrürden (yani tekrardan) ibarettir. Eğer ibret alınsaydı, aynı tarih bir daha tekerrür etmezdi (yani aynı sıkıntı ve ıstıraplar bir daha yaşanmazdı).”
Bu yüzden dolayı, Vatan ve İstiklâl Şairimiz merhum Mehmed Âkif; “Allah (c.c.), bu Millet’e bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın!...” demiştir, hayatının son zamanlarında.
***
Müslüman Türk Milleti’nin de şan ve şerefle dolu bir tarihi vardır. Aziz Milletimiz, Allah katında en son ve en mükemmel Din (Âl-i İmrân Sûresi, âyet; 19.) olan İslâmiyet’in asırlarca bayraktarlığını yapmıştır. Bu uğurda nice fedakârlıklar göstermiştir. Onlar, Yüce Dinimiz İslâm’ı elden ele, dilden dile, gönülden gönüle şanla ve şerefle taşımışlardır...
Müslümanlar olarak, gittikleri yerlere ilim, irfan, erdem, hak, hukuk, adalet, hürriyet, eşitlik, iyilik, sevgi, muhabbet ve güzellik götürmüşler; insanı insan yapan ulvî değerleri oralara taşımışlardır.
Kahraman ecdâdımız her zaman ve her yerde zulüm ve haksızlığa karşı çıkmış; inanç ve fikir hürriyetine herhangi bir kısıtlama getirmemiştir. Şanlı tarihimizde bu konuda nice güzel örnekler mevcuttur. Bütün bunları gelecek nesillerimize aktarmak ve anlatmak, millet olarak başta gelen görevlerimizdendir.
İttihâd-ı İslâm'ı-İslâm Birliği'ni yine Müslüman Türk Milleti kuracaktır inşaAllah...
Böylelikle hem canımız, kanımız Doğu Türkistan'ımız hem de Kudüs-ü Şerîf'imiz – Aziz Mescid-i Aksâ’mız, hem de Emperyalizm ve Siyonizm’in sömürü çarkında inim inim inleyen, sürüm sürüm süründürülen, ahlâksızlık girdabında bunalan ve boğulan tüm insanlık âlemi kurtarılacaktır.
Şunu asla unutmayalım ki!.. Müslüman, hiçbir zaman ve hiçbir yerde asla ve asla zulme razı olmaz, haksızlık karşısında susmaz, susamaz!
Yine Millî Şairimiz Mehmed Âkif merhum, ne güzel ve ibretli bir şekilde kükremiş ve bizlere yıllar önce şöyle seslenmiş:
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem!
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım!
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklâle;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu…
İrticanın şu sizin lehçede ma’nası bu mu?
***
Saygılarımla efendim..