Malumunuz, ahir zamanda kahır günleri yaşıyoruz.

Marmara’yı entübe ettiren deniz salyası, aklımızı aldı!

Batı kıyılarında otel rezervasyonları iptal ediliyor. Diğer taraftan uzmanlar balık yemeyin, denize girmeyin uyarısı yapıyor.

Güneydoğu’da yaşanan kuraklıktan 2 milyon tona yakın buğday kaybı bekleniyor, tabi böyle bir sonucun faturası ise ekmek zammı olarak geri dönecek gibi…

Bursa’nın dağ ilçelerine, tepelerine ceviz büyüklüğünde yağan dolu, kestane ağaçlarına ve diğer mahsullere verdiği zararı ortada.

Her yıl olduğu gibi Yıldırım’ın güzide mahallesi Cumalıkızık’ta sağanak yağış etkili oldu, işyerlerini su bastı,  haliyle dükkanlarında zarar söz konusu. Ama olsun, Yıldırım Belediye reisi Oktay Yılmaz, bir mesajla görevden aldığı başkan yardımcıları için gösterdiği refleksi perişan olan esnafa niye göstersin ki?

***

Bir bilen olduğu, oturduğu koltuklardan belli olan Veysel Eroğlu’nun tanımayanlara hatırlatalım!

Kendisi Afyonkarahisarlı’dır.

Yılanın nereden çıkacağını çok iyi bilen birisinden söz ediyorum.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İBB Başkanı olduğu dönemde İSKİ genel müdürlüğü yaptı. Ardından çıta yükseldi, DSİ genel müdürü oldu.

AK Parti’den vekil.

Sonrasında, o dönemde adı Çevre ve Orman Bakanlığı’nda bakan!

Ve akabinde de Orman ve Su İşleri Bakanlık görevi.

Veysel Hoca, son bakanlık görevindeyken adına ‘Dört Mevsim Uludağ Çalıştayı’ denilen Uludağ’a vizyon katacağını üzerine basa basa söylediği, keşiş dağında yılın 12 ayı turist getirecek adımlarını aktarmıştı…

Gelin görün ki aradan 3 senen geçti, Haziran ayındayız, otellerin kapısında kilit var. Şehrimizin takımı Bursaspor bile, yaz kampı için gidilecek başka şehirlerin araştırmalarını yapıyor!

***

Geçen gün, devletin farklı kurumlarında millete hizmet eden, ‘sazan balığı’ nerede yaşar dendiğinde tak diye cevap veren Veysel Hoca,

Marmara’daki müsilaj göz zevkimizi bozup suyun üzerine çıkınca harekete geçen Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’u uyarmış.

Çevre felaketleriyle ilgili bakanlığın denetimlerinin yetersiz olduğunu söyleyen Hoca, “Bakanlık, denetimlerini gündüz yapıyor. Maliyet artışlarından dolayı, bazı sanayi kuruluşları bütün atıklarını dereler vasıtasıyla gece denize boşaltıyor. Denetimler gece yapılmalı” uyarısında bulundu.

Hakikaten şaka gibi, Veysel Eroğlu itirafta ediyor. Sanayi kuruluşları, ‘atık sularını arıtma zahmetinde bulunmuyor’ diyor.

Kim söylüyor bu şapka çıkarılacak sözleri, bu ülkede 2 dönem farklı bakanlıklar yapan bir isim.

Şimdi merak ediyorum, Veysel Hocamızın ikamet ettiği evi hamam böcekler istila etse, inanın 3 gün karantinaya alınır!

Bu memlekette darbeler gören, kumpaslara maruz kalan bir bakan, sanayi tesislerinin atık sularını arıtmadan gece yarısı derelere zerk ettiğini belirtmesi, bu ülke adına korkunç bir faciadır.

Koskoca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetimlerini gündüz yaparak havanda su dövüyorsa ve bunu o bakanlığın koltuğunu işgal eden bakan fark edemiyorsa, sözün bittiği yerdeyiz demektir.

Demek ki…

Ne hikmetse yorgan iğnesini de, yetmedi çuvaldız da batırılsa etkili olmuyor.

Baksanıza Marmara denizindeki müsilaj bahçe hortumuyla temizleniyor. Öte yandan fabrikalar, derelere oluk oluk atık boşaltıyor.

Biz de saf saf temizlik çalışması yapılıyor diye seviniyoruz. Marmara için çözüm süreci başladı sanıyoruz ama böyle devam ederse nur topu gibi bir “ölü” denizimiz olacak!

Nasıl ama bir yanımız mehter, gösterilmeyen tarafımız ise matem!

Sahi, göz göre göre, bile bile, denizleri kirleten gördünüz mü?

Her şey gece gece oluyor bu ülkede!