Bursa siyasetine yön veren, damga vuran bir isim vatandaşa sorulsa ilk akla gelen hiç kuşkusuz Faruk Çelik olur.

Uzun zamandır aktif siyasetin içinde olmayan, bakanlık ve vekillik görevi de bulunmayan Çelik, her şeye rağmen, bu kentin üst aklı.

Şu hususun altını çizmek gerekirse, iktidar partisinde de ismi tozlu raflarda olmadığı kesin.

Örnek vermek gerekirse, Recep Altepe’nin başlattığı Hanlar Bölgesi’nin etrafının açılmasıyla ilgili projenin startının verildiği günde, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’la aynı hizada yer almıştı.

Yani Faruk Çelik hala etkili, hala sözü dinlenen birisi.

***

Geçtiğimiz akşam Bursa Artvin Vakfı Başkanı Osman Başaran, Çelik’le bizleri bir araya getirdi.

Malumunuzdur, Artvin Vakfı’nın en büyük özelliği gençliğe önem vermesi,  burslarla desteklemesidir.

Yatırımları beton yerine insana yani.

Moderatörlük görevini Yüksel Baysal’ın yaptığı buluşmada, Faruk Çelik’le bir araya gelen gazeteci arkadaşlarımız ardı ardına sorular sordu, Çelik de bir siyasetçi olarak cevaplar verdi.

Aşırı göç, plansız programsız büyüme Bursa’mızı acayip bir hale soktuğunu bilmeyen yok!

Çelik, ‘Bizim şehrimiz önemli bir kent, büyüyen bir kent. Bursa kendi özellikleriyle ön plana çıkması lazım’ dedi.

Yani, tarih ve kültürden asla vazgeçilemez.

Faruk Çelik ayrıca, Bursalıların kabul ettiği projelerle Bursalıların karşısına çıkılması gerektiğini söylemesi, ben yaptım oldu mantığı ile hareket etmenin ne kadar yanlış olduğunun bir ispatı.

Böyle bir istişare ortamı oldu mu?

Bence olmadı. Bursa’mız için bir adım atılırken, Bursalılarla istişare yapılmadı.

Bu arada Faruk Çelik, AK Parti’nin elinde kalan tek büyükşehir olan Bursa’yı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yakından takip ettiğini söyledi.

Bu şu anlama geliyor, kim ne yapıyor, nasıl adım atıyor, kime gülüyor, kime surat asıyor, her şey tek, tek bir kenara yazılıyor.

***

Faruk Çelik, Bursa’nın kocaman bir gecekonduyu andırdığını da bir kez daha yenilerken, şehrin belirli bölgelerini yıkarak yaşanılabilir hale getirilmesini, Osmangazi’deki kurum ve kuruluşları farklı bölgelere dağıtarak, tarihin akciğerine nefes aldırılması gerektiğine dikkat çekti.

Herkesin fani olduğunu, kimseye makamlar, bakanlıklar kalmayacağını söyleyen Çelik, yöneticilerin eserlerle anıldığını ifade etti.

‘Reşat Oyal’ın Kültürpark’la, Erdem Saker Botonik Parkla anıldığını, Hikmet Şahin’in Merinos’la, Recep Altepe de Mihraplı ile anılıyor’ dedi.

Faruk Çelik eserlerden bahsederken, bahçesine bir tablo gibi dizilmiş Erguvan ağaçlarını yok ederek, yerlerine 15’er katlı ucubeleri sıralamadı.

Gerçek olan şu ki şehirlere nefes aldıran, tarih ve kültürdür. Dikey değil, yatay mimaridir.

Abdal platosunda çay simit, Hisar’da huzur, Muradiye’de gururdur.