Misafir olduğunuz eve yırtık pırtık elbiseyle, vali, milletvekili, belediye başkanı ve iş görüşmesi için verilen randevuya tıraş olmadan, kıyafetlerinizde seçicilik yapmadan gitmek mümkün mü?

Mesela yüreği yeten varsa veya işini halletmek, görüşme yapmak, ‘bak reisim, şehrimde böyle çalışkan bir derneğim, vekilim’ diyerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın huzuruna yani Beştepe’ye, Huber Köşkü’ne terlikle, pijamayla gidebilir, girebilir misiniz?

Daha da ileri gidelim, merak edenler gittiklerinde görmüşlerdir.

İspanya’da, Almanya’da, Kosova, Makedonya, Bosna Hersek ve daha birçok ülkedeki kiliseleri, katedralleri ancak belli bir düzene, tertibe, tesettüre ve kurallara uyup ziyaret edebilirsiniz.

Mesela, kilisede yüksek sesle konuşamaz, kıyafetlerinizin uygunluğu önemlidir, birçoğunda fotoğraf çekmenize bile müsaade etmezler. Görevli rahibeler, papazlar siz farkında olmasanız da attığınız adımı takip eder, kuralları çiğnemenize nazikçe engel olurlar.

***

Malum pandemi nedeniyle camiler ve mescitlerde sosyal mesafe söz konusu. Birer saf aralığına dikkat edilerek namaz kılınıyor. Bitmedi, Diyanet cemaate ‘evinizden seccade getirin, hijyen önemli’ deyip, Allah’ın bizden temiz ve titiz olmamızı istediğini hatırlatıyorlar. Böylelikle etrafımızdakilere virüs bulaştırmamamız uyarısı yapılıyor.

Hatta korona belasının ciddiyeti kavranması için camilerin girişlerinde, ellerimiz ve yüzümüzü secdedeyken koruyacak ambalaj kağıtları ısrarı var.

Cami hoparlörlerinden de maske, mesafe, hijyen anonsları yapılıyor.

Ancak…

Haziran’da başlayan normalleşmenin ardından, acayiplikler bir birini kovalamaya başladı!

Maskeler indi, virüs ciddiye alınmamaya başlandı!

Dünya’nın beşinci büyük mabedi kabul edilen Ulu Cami’de, Diyanet’in aklımızla alay edercesine takındığı tavır, ciddiyetsizlik hakikaten çok üzücü.

Sanki bu ulu mabet Bursa Müftülüğü’nün sorumluluğunda değil!

Her saf arasında bir metre boşluk bırakıp namaz kılındığı, hatta Ulu Cami’nin maaşlı görevlileri, işleri bu kutlu ibadethaneye tertip, düzen getirmek olan imam hatip ve müezzinler, cemaati farz namaz için uyardıklarında sosyal mesafeye dikkat çekiyorlar.

Ama…

Bu sıcakta Bursa’nın çarşı, pazarlarını gezen yerli turistler, Ulu Cami’nin halılarına hijyenden uzak bir şekilde çıplak ayakla basıyorlar.

Bayanların birçoğu, cami adabına dikkat etmiyor. Büyükşehir Belediyesi’nin görevlileri tarafından sık sık uyarılıyorlar.

Yetmedi görevliler, çorapsız ziyaretçileri uyardıklarında akla hayale gelmedik hakaretlere maruz kalıyorlar!

Bu arada görevli arkadaşlar, yapılan görgüsüzlüğe, patavatsızlığa, ukalalığa, tehdide rağmen, nezaket, sabır konusunda gösterdikleri hassasiyetten dolayı alkışı, takdiri hak ediyor.

Peki, caminin maaşlı memurları nerede?  Bursa Müftülüğü nerede?

Onlar, vakit ezanına kısa süre kala camiye gelip, ardından birçok meslektaşları gibi ortalıktan kayboluyorlar.  Çünkü düğün, nikah, sünnet vs. mevzuları daha önemli!

Ne gerek var, Allah’ın bu çok önemli evinin halılarına çıplak ayakla basanları uyarmaya!

Ne gerek var, çarşıda tozlanmış, terlemiş çıplak ayaklarıyla gezdikten sonra ibadethaneye girip, halılara mikrop dağıtanları nazik ve kibar bir dille, papaz ve rahibeleri bile kıskandıracak şekilde utandırmaya!

Ne kadar acı, Büyükşehir’in görevlileri Bursa Müftülüğü’nün yetkililerine camiye çorapsız girenlerle ilgili çözüm üretilmesini söylediklerinde, aldıkları cevap hakikaten liyakatsizlikten de öte,

Ulu Cami, çarşı yanı ve merkeze çok yakın bir turizm merkezi olduğu için çorap meselesine sıcak bile bakmamışlar.

İşte böyle Bursa Vali Yakup Canbolat, Ulu Cami sanki sahipsiz. Müftülük başka havada, çözüm üretmek yerine mazeret mühendisliğine soyunmaları şaşkınlık verici.

Masum ve teslim olmuş şekilde Rabbine yakarmaya gelenler, çıplak ayakla halılara virüs bulaştıranlardan dolayı hastalık kaparlarsa, vicdanları rahatlatmak nasıl mümkün olur?

Ulu Cami, bizim babamızın işyeri, çay bahçesi, mesire alanı, sinema ve tiyatrosu değil!

Burası dingonun ahırı hiç değil!

Ulu mabede girerken herkes terbiyesini takınmak, koronanın ‘ali kıran baş kesen’ olduğu bu süreçte, hele camide atılan her adıma daha da dikkat etmek zorundayız.

Nasıl ki pandemi öncesi havuzun etrafında havlu hizmeti veriliyordu, şimdi de çıplak ayakla girmek isteyenlere çorap ikram etmek çok mu maliyetli?

Lütfen gereğini yapın, halkın sağlığı çok önemli.