Göreve getirildikten hemen sonra, “gözlerimdeki ışıltıyı görüyor musunuz?” demişti, damat Berat Albayrak’ın kankası Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati.

Dün Bursa’daydı Bakan Bey, ışıltı demedi, “Her zorlukta bir kolaylık vardır” dedi.

Yine o büyülü sözü sarf etti “enflasyonu da, fiyat artışlarını da düşüreceğiz.”

Öyle makam aracıyla bir oraya, bir buraya ziyaretler gerçekleşince,

Etrafındaki vekiller de pazarda, çarşıda uçuşa geçmiş fiyatları kendisine söyleme cesaretinde bulunmayınca, “enflasyon düşecek” demek kolay!

Geçtiğimiz yıl bu aylarda marulun tanesi 5 liraydı şimdi 15 TL, vatandaş marul alamıyor. Nurettin Nebati ise enflasyonu düşürmekten bahsediyor.

Ramazan’ın 4’ü oldu, hani kırmızı eti vatandaş ucuza yiyecekti?

Kıyma, 140 TL elhamdülillah.

Geçen sene enflasyon yüzde 16 seviyesinde, dolar 7,50 civarıydı. Uyguladığınız Türkiye Ekonomik Modeli nedeniyle dolar kuru ikiye katlandı, enflasyon yüzde atmışı aştı, son 20 yılının rekorunu kırdı.

Sayılarını marifetli politikalarınız sayesinde azalttığınız bakkalın veresiye defteri kabarmış, borcunu ödeyemeyen babaların sayısı dudak uçuklatıyor.

Markete alışveriş yapmaya girenler homurdanıyor, öyle sözler sarf ediyorlar ki, inanın ikindide orucu bozarsınız.

Süte 2 ayda yüzde 40 zam geldi, litresi 10 lira oldu.

Lokantalar 18 liraya satıp zarar ettikleri tabldot yemeği, Ramazan sonrası 30 TL’nin altında müşterisine, yani esnafa veremeyecek. Bu da şu demek oluyor, yüzde 50 müşteri kaybı, yani yok oluşun arifesi!

Tabi, AK Parti’nin Bursa’daki vekillerine cami cemaati buluşmalarında da, teşkilatla bir araya geldiklerinde de, gıda fiyatlarındaki artıştan kimse söz etmediği için memleketi güllük gülistanlık sanıyor, çarşı ve pazarlardaki isyanı da, değişik duaları da duyamıyorlar.

Böyle olunca da size tozpembe tablo çiziyorlar.

İnanın, memlekette derin ekonomik buhran var.

İnsanlar en temel ihtiyaçlarını bile alamadıkları bir süreçten geçiyoruz.

Korkutulduğu, ürkütüldüğü, aman bana bir şey olmasın mantığı ile hareket edenlerin yanı sıra, “bana dokunmayan yılan, kime dokunursa dokunsun” diyen sürüngenleri bile ısıran kriz var.

Daha 4 ay önce AK Parti’ye oy vereceğini söyleyip, şimdi ağız dolusu beddua edenleri görüyorum sokaklarda, caddelerde; yani açlık sofuluğu bozuyor.

Köprüler, otoyollar, havaalanları ve daha birçok hizmet karın doyurmuyor artık.

Çalışma Bakanı enflasyonla mücadele ettiklerini söylüyor.

Bir gazetecinin asgari ücrete Temmuz artışı olacak mı sorusuna, “Temmuz’da zam yapamayacaklarını, yaparlarsa enflasyon artar” cevabını verebiliyor.

Korkunç bir çöküş yaşanıyor.

Diğer tarafta, bayram havası, algısıyla meşgul olan bürokrat-bakanlar, Erdoğan’a düzeni bozulacağı için gerçekleri aktarmayan vekiller var.

Hep beraber yok oluyoruz ama hala oyunda oynaştayız!

AK Parti’yi doğuran, iktidara getiren sebepler hayat pahalılığı ve enflasyondu.

Böyle giderse,

Emeklinin, esnafın, işçinin, sanayicinin sesini, isyanını duymamakta inat edilirse, 20 yıl sonra acayip şeylere şahit olabiliriz.