Şehirlerin tanıtımı için milyonlar harcanıyor.

Amaç ve gaye, daha fazla turisti ağırlamak.

Beğensinler, yesinler, içsinler gezsinler, memleketlerine döndüklerinde de gördüklerini, akılda bırakılanları anlatsınlar.

Bu bacasız sanayiden dünyanın birçok ülkesi faydalanmak için farklı pencereden bakabilenleri el üstünde tutuyor, fikirlerinden, projelerinden faydalanıyor.

Örneğin, Kaliforniya eyaletindeki San Francisco’nun sınırlarındaki ünlü Lombard Caddesi, diğer adıyla kıvrımlı yol; çiçekli caddeyi ABD dışından yılda 4 milyonu aşkın kişi ziyaret ediyor.

Yani,  kocaman ekonomisiyle, gücüyle, küresel alandaki inanılmaz algısıyla Amerika bile, kentlerine daha fazla turist gelsin diye didiniyor.

Sırbistan’a gidenler bilir, tarihle iç içe giren masalsı, göz kamaştıran güzellikler karşınıza çıkar.

Sokaklarını, mahallelerini turistler ağzını açarak, kafalarındaki şapkalarını düşürerek hayranlıkla geziyor, kaldırımların üzerine sıralanmış masalarda kahvelerini içiyorlar.

Bosna Hersek’in Saraybosna ve Travnik kentlerine gelenler büyüleniyor.

***

Bursa’mız da yerli ve yabancı misafirler için önemli bir aks.

İç içe geçmiş değerlerimiz var; dağ, deniz, ova, yayla ve tarih.

Hatırlatmak gerekirse, bu yıl 35’incisi düzenlenen, Büyükşehir Belediyesi’nin organize ettiği Uluslararası Altın Karagöz Halk Dansları Yarışmasına 17 farklı ülkeden 650’ye yakın konuk katıldı.

Misafirler, şehrimizin farklı noktalarında gösteriler yaptıkları gibi gezme, lezzetlerimizi tatma fırsatını da yakaladı.

Haliyle,

Ülkelerine döndüklerinde Bursa’yı yakınlarına anlatacak, kısacası ücretsiz reklamımızı yapacaklar.

Buradan yola çıkarak, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın da sık sık uğradığı, simit, tahinli yediği, çay içtiği tarihi Abdal platosunun da, daha fazla tanıtılmaya ihtiyacı olduğunu düşünenlerden, dertlenenlerden birisiyim.

Özellikle hafta sonları Abdal, yurdumuzun çeşitli vilayetlerinden gelenlerin adeta akınına uğruyor, iğne atsanız yere düşmeyecek bir yoğunluk yaşanıyor.

Hayatlarında ilk defa tahinli pidenin tadına bakanlara,

Akıllarından çıkmayacak küçücük dokunuşlarla bizim tarihimiz ve şehrimizle içi içe olmuş iki değeri de işin içine katarak, buraya gelen turistlere hiç unutamayacakları anlar yaşatabilirler.

Peki, hangi değerlerimizden bahsediyorsun derseniz…

Tabi ki Hacivat ve Karagöz’den bahsediyorum.

Hem de kuklası değil, canlısı.

Kısa süreli gösterileri izleyen, çay içen, tahinli ve simit yiyen turistlere misafirliklerini hatırlatan cümleler kurmaları sonucu burasını önce Türkiye’nin, sonra da dünyanın tanımasının yolunu açacağı iddiasındayım.

Bursa’ya daha çok turist gelsin diye uğraşan, didinen Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın, Abdal platosuna Hacivat ve Karagöz’le değer katacağına inananlardanım.

Hem de çok paralar harcamadan, Büyükşehir sponsorluğunda.

Ne dersin Alinur Başkan…