İşçisinin maaşını, devlet mekanizmasını döndüren iktidarın belirlediği asgari rakamdan çok fazlasını belirleyip, çalıştırdığı kardeşine layık gören işveren, dünyanın en kaliteli insanı olsa gerek.
Yanında çalıştırdığı gazeteciye asgari meteliği layık gören, muhabirini köle gibi kullanan, sonra da dürüstlük, demokratlık lafları zırvalayanlar.
Çalıştıkları kurumdaki fikir işçilerinin hakkını korumak yerine, patrona yalakalık yaparak oturdukları koltuğu korumanın derdinde olanlar ile medya patronu muamelesine layık görülenler, dalkavukluk buharından etrafta yaşananları göremiyorlar!
Hiç toz kaldırmadan, hac ve umrede kazanacakları sevapları yakınlarının, dost ve akrabalarının sıkıntılarını ortadan kaldırmak için çırpınanlara şapka çıkarıyoruz.
Beyaz yakalıların hakkını savunurken alkışlanan, sonra beyaz yakalıları dar gelirlilere karşı saygılı olmaya, emekli ve asgari ücretlilere bakarak artistlik yapmamaları konusunda uyaran gazeteci Nurullah Nuri Yavuz’u linç etmeye kalkanları görünce, havale geçiriyoruz.
Yaşadığı Bursa’nın dağ ilçeleri hızla insansızlaşırken dertlenmeyip, 5 -10 aileyi bile doğdukları Keles, Orhaneli, Büyükorhan ve Harmancık’a geri gönderecek projeler üretmek yerine, tribünlere oynayan, algı oluşturan hareketleri benimseyen birçok TR Düşünce Kulübü’ndeki kerameti kendilerinde saklı, bir birlerine plaket verme meraklılarına ne demeli?
Seçimin üzerinden neredeyse 2 ay geçmesine rağmen, Bursa’daki muhalefet partisi vekillerinin kendilerine takım elbise beğenmekten, şehrin sorunlarını gündeme getirememeleri, ilişkilerin hangi düzeyde olduğu sorularını akla getiriyor!
Kızanları, kızaranları, bozulanları, canı acıyanları kısa süreli tefekkür etmeye, kaç bayram ömürleri kaldığını düşünmeye davet ediyorum.
***
Buradan yola çıkarak, evirmeden, çevirmeden, yutkunmadan belirteyim,
Panorama 1326 Müzesi, İlim Yayma Cemiyeti Yurt binası, İsmail Hakkı Tekkesi inşaatı, 1. Murad Hüdavendigar Han’ın mekanı başta olmak üzere yaptığı insanı hizmetlerle anılan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ı yeni ve çok önemli bir hizmete davet ediyoruz.
Bursa, hepimizin bildiği gibi, özellikle hafta sonları yerli turistlerin akınına uğruyor.
Tanımadığı, bilmediği bir kente gelen misafirlerin yemekten, içmekten önce aradıkları en önemli şey, tuvalet; TSK’nin tarifiyle “hela” olduğunu biliyoruz.
Bir de, tuvalet ücretlerinin vatandaşı perişan edip, bir takım kurnazları, çıkarcıları da zengin, vatandaşı da mağdur ettiğini de ibretle izliyoruz.
Osmangazi Belediyesi, hatırladığım kadarıyla Şehreküstü Camii altına inşa ettikten sonra ibadethaneye hediye ettiği tuvalet, sonrasında dernek tarafından birilerine ihale edildi.
Şimdilerde burası hizmetten çok banka gibi para basıyor; giriyorsun, işiyorsun, diğer işini de gördükten sonra 5 TL’ye bayılıyorsun.
Malum yer adeta darphane gibi para basıyor.
İnsana, gençlere, turistlere, misafirlere hizmeti şiar edinen haberlerini okuuğumuz Mustafa Dündar’dan çevredeki muhtarlar, aklı Bursa için çalışanlar, Şehreküstü Meydanı’ndan geçen binlerce kişiyi sevindirecek bir adım atmasını istiyorlar.
Daha önce de Dündar’a anlatılan, kendisinin de pek hoşuna giden mevzu, Şehreküstü’ndeki helanın Osmangazi Belediyesi tarafından ücretsiz işletilmesi meselesini tekrar ele alınmalı.
Böylelikle Bursa’ya gelenler, geldiklerine pişman olmak yerine, memleketlerine döndüklerinde para ödemeden belediyenin tuvalet icraatının reklamını yapmış olacaklar.
Öyle tahmin ediyorum ki, turistler kazıklandığı yerin, şehrin, mekanın, restoranla ilgili hiç iyi temennilerde bulunmazlar, anlatmazlar.
Amacımız madem insana hizmet, haydi Mustafa Dündar, bitir şu Şehreküstü’ndeki turnikeli hela zulmünü!