Orta yaşı geçenler, şöyle hafızalarını bir yoklasın; 40 yıl önce Bursa’nın çarşılarına gelenler aradıklarını bulurlardı. Müşterilerin esnaflarla olan samimiyeti komşuluk gibiydi.

Mesela kapalı ve açık çarşıda sıralanmış dükkanların vitrinlerine bakmak bile insana keyif verirdi.

Şimdi öyle mi?

Kapalı Çarşı’ya batıdan da, doğundan da, kuzey ve güney aralıklarından da girseniz, karşınıza kuyumcuların işgal ettiği bir pazar çıkıyor.

Tarihi çarşılar diye pazarlanan, tanıtımı için milyonlar harcanan bizim şehrimizin kıymetlileri, maalesef içi samanla doldurulmuş, dondurulmuş kuşa benziyor!

Başta yerli ve yabancı turistler Kapalı Çarşı’ya girdiklerinde, acı gerçekle yüzleşiyor ve çarşıyı terk ediyor.

Özellikle son 10 yıl içinde kendi kimliğini kaybeden, kaybettirilen Kapalı Çarşı, geçmişini mumla arıyor. Aynı şekilde uzun çarşının da kaderi aynı.

Altını çizerek belirtmek gerekirse,

Birilerinin doymak için geldikleri kentte kurdukları dernekler, şehri temsil eden değerleri korumak yerine, kavrulup yok olmasını seyrediyorlar.

Mesela, BESOB’un koltuğunu neredeyse yarım asır işgal eden Arif Tak, bırakın proje üretmeyi Bursa’daki esnafın sorununu gündeme getirmeden makamından indi. Yerine gelen 70’ine merdiven dayamış Fahrettin Bilgit’in de, tıpkı Tak gibi ufkunun karanlık olduğuna ‘üzüm’ misalinde olduğu gibi şahit oluyor, çağrıldığı programlara, düğün, nikah ve sünnet cemiyetlerinde kendisine ayrılan masaya oturmayı çalışmak zanneden vizyonunu acıyarak izliyoruz.

Buradan yola çıkarak, Bursa’yı yönetenlerin, bu şehirle ilgili zerre kaygısı olan yönetilenlerin Ulu Cami’nin gölgesindeki çarşıların kuyumcuların işgalinden kurtulması için elini taşın altına koyması lazım. Serbest piyasa diye oluşturulan algının, "gevşek piyasa" olduğu artık görülmeli.

Ahilik Kültürü'yle ilgili sözler, eyleme dönüşmeli. 

***

Akıl alır gibi değil, AVM yönetimleri kendi kurallarını koyup, sektör sınırlaması getirirken Bursa’nın tarihi aksındaki çarşılarda aynı kural uygulanmıyor, taksi durakları kadar değer verilmiyor.  

Geçtiğimiz gün, BTSO organizasyonunda, Bursa Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’nde ticareti canlandırmak ve bölgenin cazibesini artırmak hedefiyle “Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi Çalıştayı” düzenlendi.  

Çarşıların ne halde olduğunu en iyi bilen BTSO Yönetim Üyesi Abidin Şakir Özen:

Oda olarak şehrimizin ve ülkemizin ekonomisine değer katmak adına çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bununla birlikte tarihi ve kültürel mirasımızı gelecek nesillere en iyi şekilde aktarmak adına önemli projeler gerçekleştiriyoruz. Bursa iş dünyasını temsil eden bir kurum olarak, Odamızın da temellerinin atıldığı tarihi çarşılarımızı en büyük sorumluluk alanımız olarak değerlendiriyoruz” dedi.

Çalıştay katılımcılarından Bursa Tarihi Çarşı ve Hanlar Birliği Başkanı İsa Altıkardeş ise, ticaretin canlandırılması gerektiğine dikkat çekmesine rağmen kendi memleketinin Kapalı Çarşısı’nın ne hale geldiğini görerek daha çok dertlenmesi, sesini yükseltmesi gerekiyor.

Çarşı esnafını ziyarete gelen valiye, iktidarın milletvekillerine, yaşanan sıkıntıları ezilip büzülmeden, ezberlerini bozacak şekilde haykırmalı. Çünkü durum vahim, kültürel değerlere, esnaf çeşitliliğine slogan atarak değil,  “çarşı yönetim yasasının” çıkarılması için çaba gösterilmeli.   

AVM’lerin bütün değerlerimizi altüst ettiği bu süreçte, 2016 yılından bu yana Payitaht Çarşı Alışveriş Günleri düzenleyerek çarşılara değer katıp, esnafı ayakta tutacak projeler üreten BTSO’dan diğer abilerlerin de rol çalması gerektiğini düşünüyorum.

Çünkü başka Kapalı Çarşı ve tarih yok…!

Son olarak, mantar gibi çoğalan kuyumcular, yarın kendilerini kurt gibi kemirecekler, borç bataklığında çırpınacaklar!