Evirip çevirmeye, mıy mıy yapmaya gerek yok.

AK Parti’nin kuruluş gayesinden, parti tüzüğünden, hukuk devleti, demokrasi, ekonomi, eğitim, sosyal ve kültürel iddialarından uzaklaştığını söylüyor; iktidar partisinden kopanlar.

Bu isimlerinden birisi de Ali Babacan. 2 sene önce Demokrasi ve Atılım Partisi’ni kurdu. “Bu ülkede yaşayan herkese DEVA olacağız” diye yola çıktı.

Ardından teşkilatlanmaya başladılar.

Babacan Bursa’yı,

Daha önce siyaseti bilmeyen, şirket yöneticiliği yapan ama gülümsemeyi dahi beceremeyen Serkan Özgöz’e teslim etti.

Daha emekleme aşamasındaki DEVA Bursa’da, hiç siyaset yapmamış, AK Parti’de uzun yıllar görev yapıp istifa edenler, yönetici oldu.

Ancak,

Cicim ayı uzun sürmedi,  heyecanlı il yöneticileri Özgöz’ün acayip tavırları yüzünden istifa etmeye başladılar.

Sonrasında Serkan Özgöz’e, muhalefet yapmamasından dolayı eleştiriler getirildi ama bu faninin Bursa’da yaşanan sıkıntıları gündeme getirmek gibi bir derdinin olmadığı anlaşıldı.

Tabi Özgöz bunca eleştiri ve tepkiyle karşılaşmasına rağmen onu kucaklayan, kundağa saran Babacan’ın prensi, ABD’de uzun yıllar eğitim gören genel başkan yardımcısı Burak Dalgın’ın olduğu ayan beyan ortaya çıktı.

Özgöz’ün teşkilatlar üzerinde kurmaya çalıştığı, “beni dinleyeceksiniz, sözümden çıkmayacaksınız” acayipliği, rahatsızlık meydana getirmesine rağmen, AK Parti’ye sabah başka, akşam başka cinsten muhalefet yapıp tepki gösteren Babacan’ın umurunda olmuyordu.

Öyle ki, Erman Kızılyel diye birisi il başkan adayı olduğunu açıkladığında soğuk rüzgarlar esti. Nereden çıktı bu adam demeseler de, imalı tavırlar her şeyi belli ediyordu!

Yapılacak olan kongre sürecinde Kızılyel’in de aday olmasını isteyenlere karşı Özgöz, “gözünüzü çıkaracağım” kibriyle hareket ettiğini bu şehirde bilmeyen yok.

Halka deva olmak için yola çıkan, sakin güç algısıyla Anadolu’yu gezen Babacan’ın Bursa’da, eski Türkiye’yi mumla aratan entrikalar olurken, ölü taklidi yapmasına ne demeli?

***

Anlatmaya devam edelim.

Sonra şoklar, artçı depremler yaşanmaya başladı; demokrasi ve deva sloganlarını 24 saat dilinden düşürmeyen Babacan’ın Bursa teşkilatında.

Önce Büyükorhan ilçe Başkanı Murat Bozkuş bastı istifayı. Bir zaman sonra Harmancık İlçe Başkanı Ahmet Kaya ve yönetimi de, devaya elveda dediler.

Sonrasında ise AK Parti’de uzun yıllar siyaset yapan, insani ilişkileri örnek alınması gereken ve Mudanya’da farklı adımlar atan,

En son da “herkes kapısının önünü süpürürse ilçemiz de, Bursa’mız da temiz olur” diyen Dilek Durak, “baskılara, Bizans numaralarına, ali cengiz oyunlarına” daha fazla tahammül etmeyerek yönetimiyle birlikte geçtiğimiz Pazar gecesi istifa etti.

Şimdi kemerleri bağlayın beyler ve bayanlar. 

DEVA Mudanya, Serkan Özgöz’ün negatif hareketlerine rağmen, Dilek Durak’ın oluşturduğu sinerjisi, heyecanı çok yüksek yönetim kurulu ile başarılı projelere imza attığını kısa sürede gören, AK Parti’den herkesi şaşırtarak istifa eden,

Ardından Ali Babacan’ın rozet taktığı, sonrasında Teşkilat Başkan  yardımcılığı görevine getirilen Sedat Kızılcıklı, yaşananlar karşısında sus pus oldu, kızılcık şerbeti içme geleneğini sürdürdü.

Hatta Sadullah Ergin’e Durak’ın istifasından duyduğu rahatsızlığı iletince, “sen karışma” denmesini bile kabullendiği belirtiliyor.

Başka bir skandal ise Dilek Durak’ı görevden aldırmak için Babacan’a yakın isimlerin Manisa ve Kuşadası’ndaki programlarına katılan Serkan Özgöz, “ya ben, ya Dilek Durak” diyecek kadar hırsına yenik düştüğü ifade ediliyor.

Tüm bu bulantılar, Türkiye’ye DEVA olacağını iddia eden Babacan’ın acayip partisinde yaşanıp, istifalar ardı ardına duyurulurken,

AK Parti’nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi yaşanmaz hale getirdiğini haykıran, adalet mekanizmasının partileştiğini söyleyen Ali Babacan, partisinde bir sürü numaralar, adaletsizlikler olurken neden sessiz kalıyor?

 

***

İddia şu,  Amerika’da eğitim gören, McKinsey danışmanlık firmasının New York ve Boston ofislerinde yöneticilik yapan Burak Dalgın’ın iyi ilişkileri doğrultusunda,  DEVA Partisi’ne ABD’den ciddi maddi kaynak aktarılması.

Dalgın’ın öz geçmişine baktığınızda şu ayrıntı göze çarpıyor:

“Orta ve doğu Avrupa’yı kapsayan iki girişim sermayesi fonu yönetmektedir. Türkiye’nin muhtelif yerlerindeki yatırımlarıyla yeni fabrikalar açılmasına ve binlerle ifade edilen istihdam oluşturulmasına öncülük etti. Yatırımlarından biri Harvard Üniversitesi’nde vaka çalışması olarak okutulmaktadır. “

Böyle bir güce, ilişki ağına sahip olan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Burak Dalgın’ı Babacan nasıl üzsün. Dostu, akrabası Özgöz’ü demokratik adımlar atıp görevden alsın, disipline sevk etsin, Kamil?

Tabi, DEVA’nın ABD’den yani buradaki sevenleri tarafından fonlanması, bir iddia.

Ama şu unutulmasın ki, siyasi partiler yardım kabul eder, partilere maddi destek verilir, bunu da kimse inkar edemez.  

Hatta…

Hesabı olan, ilerisini gören veya gördüğünün sananlar, meclis üyeliği, belediye başkanlığı ve vekil rüyaları görüp masumane yardımlar, fonlamalar yaparlar...

Başka bir husus da, il ve ilçe teşkilatlarının bulunduğu ofislerin, dairelerin kiralarını ve diğer masrafları partinin yöneticileri karşılar, öder.

Bitirirken,

İşte böyle, Türkiye’ye deva olmak için yola çıkan, eş, dost, akraba kayırmalarına itiraz ediyormuş gibi yapan, Erdoğan sonrasına acayip algılarla hazırlanan Ali Babacan,

Bursa’da istifa kıyametleri koparken, “kol kırılır yen içinde kalır” sloganını çaktırmadan uyguluyor; bu gizemli deva yolculuğunda!

Daha iktidara gelmeden kendi partisi içindeki demokrasi dışı hadiselere susuyor, gıkını çıkarmıyor. Tıpkı AK Parti’den istifa etmeden önce gördüklerine, bildiklerine sustuğu gibi!