Acayip bir süreçten geçiyoruz.

Vatandaşın iyi niyetini suiistimal edenlerin sayısı hızla artıyor.

Algı çok basit; al birkaç masa, sandalye, ofisin, dükkanın girişine as tabelayı, sosyal medyadan yap tanıtımı, ardından da başla üç kağıda.

Son yıllarda Bursa’da daire tefrişatı- tadilatı; yani, fayans, sıhhi tesisat, dolap, kapı, parke, boya gibi işleri yapanların sayısında acayip bir artış var.

Örnek vermek gerekirse, dairede yapılacak olan komple yenilikle ilgili adı, sanı bilinen firmalar 100 bin TL fiyat veriyorsa, amaçları vatandaşı dolandırmak olanlar 60 bin liraya muhataplarıyla el sıkışıyor.

Malzeme ve işçilik her şey dahil.

Derin araştırma yapmayan, sorgulamayan, sözleşme imzalamayan müşterinin, verilen fiyat hoşuna gidiyor. Tabi rakam cazip olmasından dolayı tuzak hazır, paranın yüzde 80’i peşin isteniyor, sözleşme yapılsa bile işyeri, şirket paravan olduğundan haberi olmayan kurbanlar, parayı veriyor.

Geri kalan rakama senet yapan dolandırıcı sözde firmanın sahibi, daireye getirdiği birkaç torba çimento, alçıyla daire sahibini büyülüyor.

1 ayda bitirilecek olan işi, senetleri de özellikle kısa vadeli tutulmasının ardından bilinçli şekilde uzatılıyor. Vatandaşı soymak için programını yapan bu utanmazlar, işi yarım bırakıyor, ortalıkta gözükmüyorlar.

Diğer tarafta evinin, dairesinin tadilatının bitmesini hayal eden müşteri, Bursa’ya Türkiye’nin çok uzak şehirlerinden gelen bu sahtekarlar tarafından gözlerinin içine baka baka dolandırıldıklarını anlıyorlar.

Bu ahlaksızlar, sözle anlaşma yaptıkları, sözleşme imzaladıkları, çayını kahvesini içtikleri insanların zaman zaman telefonlarına çıkarak, işi bitirecekleri yalanıyla mağdurları ümitlendiriyor.

Maalesef, temiz, pak bir dairede oturacaklarını düşünenler strese giriyor. Sonrasında davalar açılıyor, bu yüzsüzler yargıcın karşısına çıkıyor ama “biz işi yapmayacağız demedik ki, şu gün için söz vermedik” gibi pişkinliklerle mahkeme süreci uzuyor ve olan parasını kaptıranlara oluyor.

Bitmedi, mevzunun garip yanı ise,

Bu utanmazlar, Bursa’da sayıları bir hayli çoğalan ama hiçbir işe yaramayan sözde bazı derneklerin ya yönetiminde veya üyesi olarak farklı ziyaretler, belediye başkanları ile aynı karede takım elbiseleriyle poz vererek, dolandırılacak kişilerin notlarını alıp, nasıl ihale alırımın planlarını yapıyorlar.

Siz siz olun, bu tiplere iş yaptırmayın. Asla yaptıracağınız firmalara iş bitmeden para vermeyin, hele ki yüklü miktarını.

Veya biraz pahalı da olsa profesyonelce, oturmuş, bilinmiş kuruluşlara işinizi yaptırın. Ki zaten dolandırıldığınızda ucuz diye giriştiğiniz her neyse size iki katı olarak geri dönmesin!

Dolayısıyla ucuz tuzağına düşmeyin!

Paranız yoksa halinize şükredin ve “benim evim, dairem komşumun, akrabamınkine benzemiyor” diyerek kendinizi kahretmeyin. Hele kredi çekerek başınızı resmi tefeci bankalarla da belaya sokmayın. Bırakın fayansınız kırık olsun, mutfak dolabınızın menteşeleri bozulsun, küflensin, çeşmeleriniz modanın gerisinde kalsın.

Yoksa…

Dolandırıcılara para kaptırıp, sağlığınız bozulunca, gözünüz ne helanın badanasını, oturma odasının parkesini, halısını görür, tek derdiniz “ben nasıl sağlığıma kavuşurum” olur.

Büyük dolandırıcılara kılımız kıpırdamıyor, bari bunlara, dalkavukluk yapanlara üç kuruşumuzu kaptırmayalım.