Vatandaşın derdi, tepkisi belli, sızlanması da, acısı da…

Hayat pahalılığı, zam sağanağı toplumun tüm kesimlerini perişan ediyor.

İşçi, memur, emekli, iş insanı bu düzenden şikayetçi.

Kredi bataklığında olanları görüyor, borçlara getirilen afları ibretle izliyoruz.

Mahalle kasaplarında bir kilo kıyma 250-300 arasında.

Bursa’nın Şehreküstü Mahallesi’ndeki et marketlerinde fiyatların düşük olmasından dolayı 4 milyona yaklaşan nüfusumuzun bir kısmı, buradaki kasaplarda kuyruğa girmek zorunda kalıyor.

Büyükşehir’in iştiraki BESAŞ bayileri önünde pide ve ekmek sırası bekleyenler hepimizin malumu. Öğlenden sonra gidenler ekmeklerin kırıntısını bile bulamıyor. 

Düşünsenize bir kilo yoğurt 30, bir litre süt 18 lira, yumurtanın tanesi 3 lira olmuş. Bu derdi, zam belasını, kasılmayı, üzülmeyi 3 yerden maaş alan, kira gelirleri olan, mütevelli heyetlerinde bulunan, solcu da olsa, sağcı da olsa,  tırışkadan hak özgürlük mevzuları yapanlar anlamaz, anlayamaz!

Sahi bir de, AK Parti iktidarının yanlışlarını kabullenmek istemeyenler bu kararmayı, üzüntüyü bilemez.

Dün BTSO Meclisi’nin Mart ayı toplantısında konuşan Başkan İbrahim Burkay,  enerji fiyatlarında indirimlerin devam etmesi gerektiğine dikkat çekti.

Neden?

Girdi maliyetlerindeki artış durmadığı için…

Türkiye ekonomisine, ihracatına çok ciddi katkı koyan Bursa’daki iş insanlarını, doğalgaz ve elektrik faturaları fena hırpalıyor.

Burkay’ın sözlerine dönecek olursak,  yeterli olmayan indirimlerle ilgili olarak,

“Enerji girdilerinde fiyat indirimi ile ilgili taleplerimiz var. Elektrikte indirim başladı. Doğalgazda birkaç indirim oldu. Ama bunlar yeterli değil. Doğalgazın dünya borsalarına baktığımızda fiyatların biraz daha geri gelmesi lazım. Depremin yaralarını hızlıca sarıp, seçimi hızlıca atlatıp Türkiye’nin gerçek gündemi olan ekonominin merkezde olduğu bir ortamı da hızlıca yakalayalım istiyoruz. Bunu beklerken işletmelerimizin özellikle sürdürülebilirliğini sağlayacak desteklerin bu süreçte çok kıymetli olduğunu, piyasalar toparlanmaya başlandığında her bir firmamızın bu piyasalardan aktif bir şekilde faydalanacak güç ve kuvvette olması gerektiğine inanıyorum.”

Bir örnek vereyim, Demirtaş Organize Sanayi’de küçük çaplı bir işletme geçen ay 100 bin TL elektrik faturası ödemiş. Aynı firmaya geçen yıl gelen fatura 30 bin civarındaymış.

Bitmedi, bu firma 12 ay önce 6 kişi çalıştırırken, bugün 2 işçiyle ayakta kalmaya çalışıyor. Neden, maliyetlerdeki anormal artış, iş insanlarını bataklıkta çırpınmasına sebep oluyor da ondan.

Buradan yola çıkarak BTSO Başkanı Burkay’ın dün akşam hükümete yaptığı çağrı bugün AK Parti grup toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yanıt buldu. Nisan ayından geçerli olacağı duyurulan, sanayide kullanılan doğalgaza yüzde 20, yine elektriğe de yüzde 20 indirim yapılacağını açıkladı. Ayrıca Erdoğan toplantı çıkışında asgari ücrete temmuz ayında yeniden zam yapılacağını ilan etti.

Müjdelerin sebebi belli, bıçak sırtındaki seçim ve halkın geçim sıkıntısı.

Burkay’ın çağrısı derken, aklın yolu bir.

Ülkemizdeki birçok oda ve istihdam meydana getiren iş insanı, iktidarı çatırdamalara karşı uyarıyordu.

Peki, bu fiyat düşüşü yeterli mi?

Tabi ki hayır!

Daha da gerilemesi lazım.

Çünkü giderler düşerse, maliyetler düşer.

Sonra ne olur, kontrol olursa, pazarda, markette fiyatlar düşer. Üretim ve istihdam daha da artar.

Bu arada kırmızı et ucuzlar mı diye soracak olursanız…

Sadece hayvancılık yapanları desteklemeyi beceremeyen, tarlası olanlara, gençlere hayvancılık yapmayı teşvik edemeyen,  hala ithal canlı hayvan ve karkas et getirten böyle bir Tarım ve Orman Bakanı varken çok zor!