Son 20 yılda,

Üç harflisini de, beş harflisini de Türkiye’nin en ücra köşesinde görüyoruz.

Başımızı nereye çevirsek, hangi caddeden, sokaktan geçsek zincir marketlerle karşılaşıyoruz.

Toplamının sayısı 40 binin üzerinde.

Peki, kim izin verdi esnafı, bakkalı, ticarethaneyi batıran bu “tek” ellere?

Elbette hatırlayanlarınız vardır,

Daha geçen yıl iktidar milletvekillerinin, sözcülerinin seçim bölgelerinde “küçük esnafımızı koruyacağız” sloganlarını.

Yetmemiş gibi geçen hafta,

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin hedef gösteren açıklamaları.

Hemen ardından dün, Antalya’da BİM mağazasını taşlayan, camlarına “Devlet Baba” yazan, mala zarar verenleri!

Küçücük sermayesi olan, ayakta kalabilmek için saçını süpürge eden ticaret erbabı için sesini çıkarmayan esnaf odalarının korkaklığı,

Yaşanan dramı, çöküşü karşıdan seyretmekle yetinen muhalefeti de içine katarsak, ortaya kocaman bir ayıp çıkıyor.

***

Şimdi utanç içinde izliyoruz.

Sanki elektrik ve doğalgaz zammını da bu üç harfli marketler yapmış gibi; bir iş yerine 2 bin lira elektrik faturası gelirken 5 bin TL’ye çıkaranlar algısıyla hareket ediliyor.

Diğer tarafta,

Koca koca akademisyenler, iş insanları, muhalefet, odalar, borsalar susuyor!

Bu ülkede devletin içindeki her adıma, alınan nefese, kılcal damarlarına hakim olan iktidar, fahiş fiyat artışlarıyla mücadele edileceğini geçen sene de söylemişti.

Girdi maliyetlerini düşürmek için türlü çareler üreteceklerini ilan etmişlerdi.

Sonra ne oldu, kocaman bir hiç!

Bu iddialarını sürdüren iktidar; elinde yasa, kanun, kararname çıkaracak kudret varken, üç harfli marketlerin her sokak arasına açılmasına engel getirmek için kılını bile kıpırdatmadı.

***

Bakın Bursa’ya; lokantalar, çorbacılar, köfteciler, pideciler isyanda. İlki girdi maliyetlerindeki artış.

Diğeri ise,

Köfteci Yusuf. Şehrimizin birçok noktasına, caddelere butik işyeri açmasından dolayı rekabet edemez hale geldiler de ondan!

Peki, bu meşhur Yusuf’un butik işyerlerine kim izin verdi?

Sıra sıra dizilip Köfteci Yusuf’un Yenişehir’deki fabrikasını giden önceki dönem il başkanı Ayhan Salman, esnafın sıkıntısını sormaya cesaret edemeyen milletvekili Hakan Çavuşoğlu ve Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın ziyaretlerinin mutlaka bir sebepleri vardır!

Bursa’da esnafa bunlar yaşatılırken, ticarethane sahiplerinin hakkını savunmakla görevli BESOB bu süre içinde ne yaptı derseniz, tabi ki ortaya kocaman bir hiç çıkıyor!

***

Geçenlerde yazmıştım, Demirtaş Sanayi Bölgesi’nde üç tane makinası olan bir işletme bundan 1 yıl önce 18 bin lira elektrik faturası öderken, aynı fabrikaya şimdi 90 bin TL elektrik faturası gelmişse, bunun suçlusu da bu üç harfli marketler mi?

Asgari ücret ve emekli maaşlarını da BİM mi belirliyor?

Akaryakıta gelen zamları,

Gübreye yapılan yüzde 300 artışı,

Sıfır otomobillerin anormal fiyat artışlarını da zincir marketler mi belirliyor?

Hayvancılık yapanlar; saman, yonca, yem fiyatlarındaki artıştan dolayı A 101’i mi suçluyor, yoksa iktidar partisine mi uyarılar yapıp, sesimizi neden duymuyorsunuz diye feryat ediyorlar?

Mesela ulaşıma yapılan zamlardan da bu marketler mi sorumlu Kamil?

Yoksa…

Defter, kalem, araba lastiği, matkap satan bu üç harflilere hükümetimiz satamazsın dedi de, bunlar mı dinlemedi!

Biz satarız siz karışamazsınız mı dediler, böyle kudretli bir iktidara?

Büyükşehir Belediyesi’nin kuruluşu, işi halka ucuz ve kaliteli gıdayı ulaştırmak olan BESAŞ, ekmeğe son bir yıl içinde 4 kez zam yapıp, yüzdesi 137,5 bulmasında da zincir marketler mi suçlu?

Allah’ım aklımızla alay edenlerden sen bizi koru!