Seçim öncesi sıkça karşılaştığım,

Soru sorduğum yurttaşlardan, “ben ömrümde sağ partilere oy vermedim, dededen CHP’liyim” cevabını almıştım.

Ama aynı kişilerin, kibir içinde AK Parti’ye oy verenleri, tercihlerini değiştirmediklerinden dolayı eleştirdiklerine de şahit olmuştum.

Maalesef,

Sadece bu tablo bile, çürümeyi bütün çıplaklığı ile gözler önüne seriyor.

Evet, vekil seçimi sonuçlandı, cumhurbaşkanlığı ise ikinci tura kaldı.

Tarih yazmak için yola çıkan Meral Akşener, tarih yazamadı. Hatta partisine olan teveccüh azaldı.

Ama Akşener’in tutturduğu, “Bu adayla kazanamayız” hedefi gerçek oldu.

Muhalefet, bunca sıkıntıya, ekonomik daralmaya, alım gücünün azalmasına, tarım ve hayvancılığın dip yapmasına rağmen, 14 Mayıs’ın kaybedeni oldu.

Seçmen Erdoğan’ı tercih ederken, adaylarla ilgili yapılan yanlışlar, liyakatsizlik ve daha birçok sebepten dolayı AK Parti’ye bir kez daha uyarı yaptı.

Bu da iktidar partisinin oyunu 2018’de yüzde 42’yken, 35’e geriletti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da durumu kabul etti, maalesef, dedi. 

Birçok yakınım, dostum ve konuştuklarım, vekilleri cezalandıracaklarını, Yeniden Refah’a yöneleceklerini dile getirmişlerdi, belli ki, sözlerinde durmuşlar.

İktidarın Suriye politikasını bir kez daha gözden geçirmesi gerektiğini belirtenlerin sonucunu da Zafer Partisi’ne ve Sinan Oğan’a verilen oylarla anlıyoruz.

Yanı sıra Yeşil Sol’a bürünen HDP’deki buharlaşma ve Bursa’daki oylarının 110 binden, 95 bine gerilemesi ise dikkat çeken bir durum.

Sosyal medyadan rüzgar yapan, algı oluşturan, sol yumrukları havaya kaldırınca ülkeyi kurtaracağını sanan, sokağı tanıyamayan, seçmeni tek tipleştiren TİP de boyunun ölçüsünü aldı.

Bir de,

AK Parti den koltuk kapma hayaliyle yanıp tutuşan Gelecek ve Deva’ya da seçmen havlu attırdı.

Asıl üzücü olan ise,

AK Parti’nin deprem bölgesinde birinci çıkmasını hazmedemeyen, kendisini çağdaş, ilerici, demokrat, özgürlükçü, eşitlikçi olarak gören bazı yazarların, akademisyen ve kendilerini Beyaz Türk olarak gören kimselerin, iktidar partisine oy verenleri ötekileştirmeleri, alaya almaları, insan yerine koymayan ifadeleri oldu!

Bu utanmaz, zehirlenmiş, karnı tok, parası çok, azgın, yazlığı, kışlığı olan, muhalefeti o kurtlu aklıyla yönlendirenleri Allah’a havale ediyor, kudurmuşluk hastalığının insanı nasıl körelttiğini ibretle izliyoruz.

Bu arada, deprem bölgesinde yaşayanlara hakaret edenlerin 11 gün sonra tekrar yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçiminde arzu ettikleri, hayal kurdukları sonuç rüyasından bir an önce uyanmalarını tavsiye ederim.   

Bitirirken,

AK Parti Bursa, mevcut vekil sayısını koruyamamasının en büyük nedeni, Atilla Ödünç gibi bir kişinin seçmene 5 yıl boyunca ulaşmamasından dolayı büyük tepki çekmesi. Bu mevzuyu ilerleyen günlerde ayrıca değerlendireceğim.

Anne- babanıza, evlatlarınıza, akraba ve komşularınıza olan sevginin artması dileğiyle.

Muhabbetle kalın.